Soruyu Soran Gazeteci Ersoy da ‘Çarpıtma Var’ Dedi: ‘İmamoğlu’nun Daveti Erdoğan’a’

Programda, gazeteci Mehmet Akif Ersoy'un “PKK’ya FETÖ’ye bilhassa yabancı basının Türkiye üzerine İstanbul seçimleri üzerinden tartıştığı konuştuğu problemlere ait bir bildiriniz olur mu” şeklindeki sorusuna İmamoğlu, “Gelin Türkiye'yi birlikte yönetelim. 24 Haziran'da yetki alan AK Parti. Ne bekası? Kim daha vatansever? Bu ülkenin 82 milyon vatanseveri var. Terör örgütlerine karşı daima bir arada dimdik ayaktayız” diyerek karşılık verdi. 

Lakin İmamoğlu'nun bu cevabının akabinde büyük bir tartışma başladı. İktidara yakın kimi medya organları İmamoğlu'nun bu kelamlarını çarpıtarak haberleştirdi.

Ersoy'un yazısının ilgili kısmı şöyle:

“Ne olabilir ki, gelin Türkiye’yi daima birlikte yönetelim. Sayın Cumhurbaşkanı, sayın 24 Haziran’da yetki alan AKP’li yetkililer…” diye cevap verirken “Gelin Türkiye’yi daima birlikte yönetelim” davetini esasında “Cumhurbaşkanı ve AK Parti yöneticilerine” yapıyordu.

İmamoğlu’nun cümleye girişi, yayın sırasında beni de şaşırttı. “Acaba yanlış mı anladı?” diye müdahale edip; “FETÖ-PKK” diye ortaya girmek üzereydim ki, tamamladığında; soruyu gerçek anladığı, cevaben de; “tüm terör örgütlerine karşı Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte omuz omuza uğraş edelim” dediği ortaya çıktı.

Yayın esnasında ve sonrasında telefonuma gelen yüzlerce bildiri ve gönderi, birtakım troll hesapların bu konuşmayı yarısında keserek, İmamoğlu güya FETÖ ve PKK’ya “Gelin Türkiye’yi birlikte yönetelim” demiş üzere paylaşmaya başladı. Sosyal medya kesmedi, haber siteleri ve kimi “gazeteci” dostlarımız da işin aslını hiç araştırmadan gelen görüntü üzerinden haberler, paylaşımlar yaptı.

Bir kez bu durum, öncelikle o yayını yöneten moderatör arkadaşımıza ve bizlere hakarettir. Orada oturan hiç kimse, “Türkiye’ye karşı ihanet içerisinde olanları, ülkemizde terör aksiyonu yapanları destekleyecek” bir açıklama karşısında sessiz kalmaz.

Çünkü İmamoğlu ve takımı, konuşmanın tamamını paylaştığında ve gerçekte ne olduğu gün yüzüne çıktığında, yaklaşık 12 saatlik bu nahoş uğraşın aslında karşılığı olmayan-toplumsal olarak da karşılık bulmaması gereken bir durum olduğu anlaşılıyor.

AK Parti'nin, seçim kampanyası sürecinde hakikatsiz ithamlarla ve troll hesaplarla süreci yöneten bireylerle bağını kesmesi ve parti imajını korumak ismine, lehine zannedilen temelsiz haberlerin aleyhine dönmesine müsaade etmemesi gerekiyor.

Aksi halde, yanıltılmaya ve bir tarafa çekiştirilmeye çalışılan toplum er ya da geç hakikatle yüzleştiğinde, birinci olarak kendisini çekiştiren tarafın güvenilirliğinden kuşkuya düşecek ve hatta bu sefer inandığı öteki doğruların da palavra olabilme ihtimali üzerine düşünecektir. ”