İmamoğlu: ‘Binali Yıldırım Soruların Evvelden Görüşülmesini Talep Etmiş’

Bence burada ruhsal ya da stratejik bir süreç var. 31 Mart'tan evvel çok önemsemediler. Sürece dair çok emin bir duruş gösterdiler. Fakat seçim bu türlü bir sonuç vermeyince şimdiki süreçte stratejik olarak bu türlü bir karara olumlu baktılar.

Elbette yenilenen seçim sürecine dair, bakın çok adil bir seçim süreci var, kabul gördü, çağdaş da bir münazara ortamı var, asla bu türlü bir durum manasına gelmez. Sevindiricidir, bu türlü bir ortamın sağlanması mutluluktur ancak asla bu yenilenen seçim sürecinin ya da bu süreçteki ortamın demokratik bir atmosfer oluşturduğuna kanıt değildir. Gerekirse onları da sıralarım.

Moderatör kısmında Sayın Yıldırım fikirlerini beyan etmeye başladı ben o alana hiç girmedim zati. Uğur Dündar talebini ortaya koyunca ben ona ne diyebilirim ki? Uğur Dündar saygın bir gazeteci. Bu türlü bir münazara ortamını tekraren yönetmiş birisi. Sonrasında vazgeçtiğini tabir etti. Ben aradım kendisini. Attığı tweetle paralel bir karşılık verdi. Ortamın kendi prensiplerinin uygun olmadığını. İki tarafa da ziyan verebileceğini bana söz etti.

Sayın İsmail Küçükkaya için bir karar verildi. Mekansal ayrıntıları netleşti. O sürecin teknik ayrıntıları benim anladığım şeyler değil. Nasıl çekim, reji, direktör üzere ögeler netleşti.”

Bir adaya hangi soruları sorabiliyorsa, bir öbür adaya da hissettirerek sorularını hazırlayabilmeli diye düşünüyorum.

Sayın Yıldırım soruların görüşülmesini talep etmiş. Ben danışmamına bu sözlerimi söyledim. Biz müdahale eden değil yalnızca gözetleyen pozisyonda olalım. Biz çıkalım konuşalım. 31 Mart, 6 Mayıs sürecini. 18 günlük süreci. Hepsini konuşalım istiyorum.”

“Ben bir özel uçak kiralayarak (altını çizeyim) Trabzon'a gittim. Trabzon'da beni nereden karşılayacaklar bilmem ki. Gittiğimiz yerde sorumlu beşerler var. Bizi VIP'ten karşıladılar. Geldik otobüsümüze bindik köyümüze gittik. Sonraki sabah bayramlaşmanın büyük bir kalabalığa dönüşmesini yaşadık. Derken bu hoş buluşmayı örtmek isteyen bir anlayış. Görünen figür Ordu Valisi'dir. Bir tuzak kuruldu bize.

Ben oraya gidene kadar nereden çıkacağız onu bilen birisi değilim. Havaalanına girdik, VIP'ın giriş bariyerleri açıldı. Otomobilleri çektik. Orada beşerlerle fotoğraf çekinmeye başladım. Benim annem, babam, kız kardeşim x-ray aygıtından geçti.

çeri girdiğimizde bir bağrışma, çağrışma. Ne oluyor ne bitiyor dediğimde. Annemle karşılaştım, benzi atmış. Biz her yerden gideriz evladım” diyor. “Buradan girişmizi yasakladılar”, “Kim yasakladı” dedim. Bu bir tuzak dedim. Polislerle direnç varmış üzere gösteriyorlar. Günün sonunda polislere kusura bakmayın, bu sizinle olan bir olay değildir. Hakkınızı helal edin” deyip geçtik. “yok onu dedi bunu dedi.”

Konuşacaksa basın, medya, 1 milyona yakın insanın Karadeniz kıyısında bizi karşılamasını konuşsun.

İnsanların gösterdiği ilgiye uygulanmış, provoke edilmiş bir süreçtir. Vali beyefendiye kim talimat vermiştir, onu sorgulamak lazımdır. Vali beyefendi bize tuzak kurmuştur. Kim talimat vermiş açıklasın.”