Gerçek Kesit: Irz Düşmanı Mahmut’un Fahriye’ye Yaptıklarını Okuyunca Sonlarınıza Mani Olamayacaksınız

Merhaba kıymetli Gerçek Kesit saplantılıları. Her hafta olduğu üzere bu hafta da silkelenip kendimize getiren bir kısım ile karşınızdayız. Bu haftaki kısmımızın ismi Göl ve evet bu sefer hususla alakası var.

Bu görmüş olduğunuz yiğidolar, Dere Mahalallesi Karteli'nin önde gelen isimlerinden. Yürüyüşlerinden “Yar ben belanın ta kendisiyim” demelerini rahatlıkla görebilirsiniz.

Kartelin başındaki isim Zeynel Escobar, gerçek bir manyak. Dünyada hiçbir baltaya sap olamadığı için yerlerden haraç topluyor ve boş yapıyor. Ancak Zeynel sizce de Meksika sinemalarında oynayabilecek bir tipte değil mi? Evet öyle! Bu ortada Zeynel, Fahriye'nin ağabeyi.

Atölyenin önünde durup kız kesen şu tiplere bir bakın hele. Soldakinin çektiği mesken kredisi için gözünüz kapalı kefil olabilirsiniz, başınızı ağrıtmaz. Sağdakine kefil olursanız meskeninize haciz getirir, ebenizi tersten görürsünüz.. Hayvan olanın ismi Mahmut bu ortada…

Zeynel Escobar ve adamları, çöktükleri yerde her gece işsiz işsiz rakı içiyorlar. Yer sahibi korktuğu için rakıyı şampanya şişesinde veriyor zaar. Olamadık şöyle bir sefa pezevengi be!

Hayvan Mahmut, uzun mühlet bakıştığı Fahriye ile nihayet göl kenarında buluşmaya karar veriyor. Müstakbel aşkitosunu taharet konumunda bekleyen adamdan sevgili yapılmayacağının şimdi farkında değil Fahriye.

Fahriye “Abim buluştuğumuzu görürse ikimizi de öldürür” dedikten çabucak sonra “Amaaaan s..rler be!” diye düşünerek sevdiceğiyle çayıra çimene yayılıyor. Çayırın çimenin hakkını mangal yakmaktan daha çok veriyorlar, uuuu beybi!

Meskenden “Ayşeler'e gidiyorum” diye çıkan Fahriye, bu vakti çok daha efektif kullandı diyebiliriz. Anası, Fahriye'nin Ayşegil'de oturmasına 5 dakika müsaade verdiğine nazaran Mahmut'un performansını da kestirim etmek güç değil :))))

Meskene dönen Fahriye'yi karşılayan anne kızına “Hasta mısın kızım, noldu? Yüzün gözün bir değişik” diyor. Fahriye “Kızın orgazm oldu anne…” diyemediği için “Bir şeyim yok” diye geçiştiriyor. Kadıncağız unutmuş bu pahaları olağan, nerden aklına gelsin…

Hayvan Mahmut, pırlanta üzere yoldaşı Ahmet'le bir yere bira içmeye gidiyor. Meyhanede rakıdan evvel bira isteyen insan da ne bileyim… Neyse, yan masada Zeynel'i gören Mahmut'u alıyor mu bir göt korkusu arkadaşlar? Çayırda çimende Zeynel'in kız kardeşiyle yuvarlanırken bu türlü korkuların yoktu lakin piç Mahmut?

Zavallım Fahriye, sevgilisiyle sözleştiği üzere beklemeye koyuluyor göl kenarında. Ortada “Şuradan madımak mı yolsam?” diye mahzur olamadığı fikirler geçse de başından gülücüğe odaklanıyor ve mevzuyu değiştiriyor. Bekliyor da bekliyor…

Haysiyetsiz Mahmut'un çeşitli organlarından yusuf yusuf diye ses geldiği için Fahriye ile buluşmaya gitmiyor. Fahriye de basıyor bunun iş yerini ve niçin gelmediğini soruyor. “İşim vardı diyor” hayvan öküzü. Tokyo Borsasını mı takip ediyordun? Dow Jones'dan telefon mu bekliyordun lan erdem mahrumu?

Neyse, Fahriye morali bombok olarak arkadaşı Ayşe'ye gidiyor. Annesini arıyor, Ayşe'de daha fazla kalmak için müsaade istiyor ve her genç kızın yaptığı üzere müsaade almak için annesini arkadaşıyla konuşturuyor. Bakın bu formül yüz yıllardır tutuyor arkadaşlar, kuşaktan nesile aktarılan harika bir taktiktir bu.

Ayşe'de dantel için örnek çıkardığını sanan annesini Fahriye bir hoş ekiyor, düzgün de yapıyor. Hayvan Mahmut'u arıyor buluşalım diyor. Mahmut, kemerinde bulunan o anlamsız şeyle birlikte Fahriye ile buluşmaya gidiyor. Mahmut “Seni sevdiğimi sanmıştım, yanılmışım. Bu iş bitti” diyor. Lan sevişirken yanılmadığından emindin lakin? Ptühhh çapsız seni!

Ahmet, hayvansı arkadaşı Mahmut'a “Kıza yazık ettin lakin ağabeyi seni bulduğu yerde oyacak, haberin olsun” diyor. Nesin sen, minnoş bir tekir yavrusu mu? Bu ortada çorapsız adamdan hayır gelmez arkadaşlar, şu ayakları görünce çabucak söylemek istedim.

Fahriye yavrum, hayatında görüp görebileceği en erdemsiz adam tarafından terk edildiği için hüngür şakır ağlıyor, gözüne uyku girmiyor. Bedel mi şu iblise be Fahriye? Bayanları bu türlü ağlatan erkeklerin Allah belasını versin arkadaşlar, kusura bakmayın.

Mahmut, dünyanın en güvenilmez adamı olduğunu aşikâr eden tişörtüyle birlikte odaya giriyor ve belindeki o gizemli çıkıntıdan bir sigara çıkartıyor. Sigaralıkmış o lan! Allah seni kahretmesin gereksiz ayrıntılar başkanı!

Fahriye, Hayvan Mahmut'la son bir defa buluşmak istediğini söylüyor ve göl kenarına gidiyorlar. Mahmut bir oksijen sarfiyatı, Mahmut bir var olmaması gereken organel. Tekrar barışmak isteyen Fahriye'nin “Abime söylerim!” tehdidinden sonra kızın hayatına orada son veriyor.

Kapıya doblosunu park eden baba, eşinin “Kalk karakola gidelim, bu kız hala ortada yok” telaşına muhakkak aldırış etmiyor. Bu ortada nerede o kıçımın kabadayısı Zeynel ya? Anca poz kessin etrafına. Sen de yalanmışsın elyaf kaplamalı kabadayı!

Erdemsiz olduğu kadar zekasız da olan Mahmut, polis tarafından kıskıvrak yakalanıyor. Başına yediği depikle kabahatini itiraf ediyor ve bakın neler oluyor…

Haysiyet mahrumu Mahmut, mapushanenin tabanını boyluyor. Zeynel'in hangi cehennemde olduğundan hala haber yok. Olan Fahriye'ye oluyor…

Buraya kadar olan kısım, bizim Gerçek Kesit sevgimizin mizah lisanıyla olan bir yansımasıydı. Güldük eğlendik lakin memlekette her gün bir bayan cinayetinin işlendiğini de asla unutmamamız lazım. Mesela Şule Çet için adalet istemeye vazgeçmeden devam etmemiz, katillerin hak ettiği cezayı alması için susmamamız lazım!

Bu ortada canım arkadaşlarım, Gerçek Kesit sizler üzere bayram tatiline giriyor. Hepinizin bayramını kutlar, gözlerinizden öperim. Birbirimiz özlersek buralarda buluşalım tamam mı?

Bu içerik de ilginizi çekebilir (Libidolu Selma efsanesi)