Formula 1, uzun bir aradan sonra nihayet Türkiye’ye yeniden geldi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Formula 1’in 2011’den beri Türkiye’deki ilk yarışı için burada, Intercity İstanbul Park’ta bulunmaktan memnuniyet duyuyoruz. Türkiye, benzersiz 2020 Formula 1 takviminde yer alan bir başka yeni yarış; her ne kadar daha önce bulunduğumuz bir yer olsa da yeni asfaltta deneyimimiz olmadığı için biz burayı yine de yepyeni bir pist olarak değerlendireceğiz. Lastiklere gelince, Türkiye’deki pistin enerji yükleri açısından zorlu olacağını öngörüyoruz. Bu nedenle, en sert hamurları tahsis etmeye karar verdik.
Bildiğiniz gibi koronavirüs salgını nedeniyle yarış seyircisiz gerçekleşecek. Sizce takımları destekleyecek seyirci olmaması yarışı etkiler mi? Nasıl?
Açıkçası, pistte aksiyon açısından seyircinin olup olmamasının yarışı bir şekilde etkileyeceğini sanmıyorum. Elbette herkes, hayranların takımları ve pilotları desteklemesini, sıcak bir atmosfer oluşmasını isterdi ama şu an için hepimizin önceliği sağlık ve güvenlik.
Pirelli yol lastikleri teknolojisini F1 ve diğer motor sporlarına nasıl aktarıyor?
Teknoloji, güvenlik, ekoloji ve spor ruhu, yarış pistinde görülen Pirelli P Zero lastikleri ile günlük hayatta sürücülerin yolda kullandığı lastiklerin ortak paydasıdır. P Zero serisindeki Ultra Yüksek Performans lastikleri hem yarış otomobillerinin hem yollarda kullanılan spor otomobillerin performansına ve güvenliğine katkıda bulunuyor. Pirelli’nin otomotiv sektörünün en yüksek seviyelerindeki liderliği, ‘mükemmel uyum’ felsefesini esas alan bir stratejinin sonucu. Mükemmel uyum, her lastiğin belirli bir otomobil için özel olarak tasarlanması, spesifik teknoloji, süreç ve materyaller kullanılarak geliştirilmesi ve üretilmesi anlamına geliyor. Formula 1'den doğrudan aktarabileceğimiz bazı unsurlar da var; sanal modeller, simülasyon, ürün geliştirme, üretim süreçleri, kalite kontrol, iç ortamda test metodolojilerinin geliştirilmesi ve belki de en önemlisi, ürünlerimizin aşırı baskı altında nasıl performans sergilediğini görme imkanı bunlara örnek olabilir.
Kocaeli, Pirelli açısından önemli bir şehir. F1 için yarış lastikleri üretiminde kritik bir rol oynayacak mı?
Türkiye’nin ilk lastiklerini üreten İzmit fabrikası 1960 yılında kuruldu. 2007'den beri motor sporları için lastik üreten bu fabrika, 2011 – 2016 yılları arasında Formula 1 lastiklerinin de üretildiği tesis oldu. Halen, Formula 1 lastikleri için yedek fabrika konumunda. İzmit’te her yıl çok çeşitli yarış lastikleri üretiliyor. Sadece yarış lastikleri üretimine odaklı 20.000 m² büyüklüğündeki tesiste 250'den fazla çalışan görev yapıyor. ‘Şampiyonların Fabrikası’ olarak bilinen İzmit tesisi, Pirelli'nin Milano'daki ünlü araştırma ve geliştirme merkeziyle birlikte motor sporları programımızın temel parçalarından birini oluşturuyor. Pirelli, sürekli gelişimden, otomobil üreticileri ve ekipleriyle yakın iş birliğinden ilham alan bu program sayesinde motor sporlarının en yüksek profilli lastik şirketi olarak konumlanıyor. İzmit fabrikamızda üretilen motor sporları lastikleri için Pirelli’nin Milano’daki araştırma ve geliştirme merkezinin geliştirdiği simülasyon, hamur ve konstrüksiyon modelleri esas alınıyor.
WRC gelecek yıldan itibaren Pirelli lastikleri kullanacak. Pirelli ile WRC arasındaki iş birliği hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Pirelli'nin motor sporlarına kattığı teknoloji ve tutku, Dünya Ralli Şampiyonası’nın (WRC) tek resmi lastik tedarikçisi olmamızı sağladı. Yıllardır Gençler kategorilerindeki sürücüleri destekliyoruz ve şimdi bunu üst kategoriye de taşıyoruz. Pirelli’nin genç sürücüleri kariyerlerinde destekleme kararlılığı, Dünya Gençler Ralli Şampiyonası (JWRC) ve yeni FIA Rally Star girişimiyle de devam ediyor. Dünya Ralli Şampiyonası’na (WRC) dönmeyi bir süredir düşünüyorduk. Formula 1’in yanı sıra WRC’nin de lastik tedarikçisi olmak, ürünlerimizi motor sporlarında görülebilecek en değişken ve zorlu koşullarda kullanma ve dolayısıyla daha da geliştirme imkanı verecek. Rallilerin toprak, buz ve kar gibi çok farklı zeminlerde koşulması, çok çeşitli yol ve sürüş koşulları hakkında bilgi edinmemize yardımcı oluyor.
Koronavirüs salgını sırasında ambülans sürücülüğü yaptınız. Biraz daha detaylı anlatabilir misiniz?
30 yıldan uzun bir süredir gönüllü ambülans sürücülüğü yapıyorum. 18 yaşındayken, birkaç arkadaşımın beni bir ilk yardım ve ambülans kursuna katılmaya ikna etmesiyle başladım. Başlarda pek ilginç gelmedi bana ama işin içine girdikçe tutkunu oldum. O zamandan beri de bu tutkum devam ediyor. Ambülans sürücüsü olduğunuzda çok şeye tanıklık ediyorsunuz. Elbette, fiziksel yaralanmalar veya zihinsel rahatsızlıklar olsun her sorunla başa çıkma konusunda eğitimliyiz. Çok heyecan verici bir deneyim yaşamak ve sürekli öğrenmek açısından Formula 1 ile benzeşiyor. Bir de hayatta sahip olduklarınızı gerçekten takdir etmenizi sağlıyor. Özellikle, pandeminin hayatı pek çok açıdan zorlaştırdığı bu dönemde bunu çok değerli buluyorum.