Kadın ve Erkek İlişkileri Nereye Gidiyor? Kadınlar ve Erkekler..

  Toplumun genel sorunları neydi? İnsanlar bu kadar konunun içinde neler ile savaşıp kendilerini unutuyordu? Aslında bakarsanız gözden kaçırdığımız ama bir o kadar da hayatımızda önemli gündemlere yer veren bir konu bu. Kadın ve erkek ilişkileri. Ben toplumun genel sorunlarını bir kenara bırakıp cinsiyetler hakkında yazmayı ve bu konu üzerine hayatımı adamış biri olarak bu konuda görüşlerimi sonuna kadar savunmaktayım. Topluma ve sosyal tüm faaliyetlere aşinayım. Kadın ve erkek ilişkileri, kadın ve erkek ilişkileri nereye gidiyor, kadın ve erkek ilişkilerinde asıl sorun ne, kadınlar ve erkekler, ilişkiler, sorunlar

Çekim gücü önemli

  Gözlemlerim ve fikirlerim gerçekten içler acısı denecek kadar kötü. Evet kadın ve erkek ilişkilerinden bahsediyorum. Uzaktan ne kadar kulağa hoş gelse de yazdıklarımı okuduktan sonra sanırım temkin davranışlarınızı etkilemiş ve sizleri bu konuda tembih etmiş olurum. Duruma cinsiyet ayırmaksızın bakılsa da aslında iki ayrı parçanın bir bütün olması gibi bakılmalı. İki ayrı parça kimi zaman birleşir kimi zaman eksik yanını tamamlayamaz. Aslında kadın erkek ilişkileri de böyledir. Bizlerde birer bütününü arayan parçayız. Kadın erkek ilişkilerinde sadece duruma sevgililik, flört gibi bakılmamalı. Arkadaşlık ilişkilerinde de iş bu şekilde yürüyor. Arkadaşlıklarda da eğer bir çekim olmazsa durum pek fazla iyi ilerlemiyor.

Önemli olan saygı

  İkili ilişkiler de en önemli olan saygıdır. Durumun içler acısı olduğunu ilk başta belirtmiştim. İkili arasında ki en büyük sorunlar genelde saygıdan kaynaklanıyor. Zaman geçtikte, saygı ve sevgi yerini kimi zaman şiddet, kimi zaman hakaret, kimi zaman ayrılık ve daha nice sorunlara bırakıyor. İşte görmezden gelinen en büyük sorun bu. Yerinde yerler esen sevgi ve saygı.  İnsan insana saygı duymalı hatta insan hayvanlara, çevreye de saygı duymalı ama her şeyden önce ise kendine saygı duymalıdır.  

Tabi ki ilişkileri sadece saygı ve sevgi diye nitelendiremeyiz çünkü bu çerçeve altında doğan sorunlar göz ardı edilmemeli. Kadınlara şiddet en başında geliyor. Sevgi öldürmek değildir, sevgi hakaret etmek değildir, sevgi psikolojik ve fiziki şiddet değildir, sevgi aldatmak değildir. Bir erkek olarak benim görüşümden sevgi kıyamamaktır, saç okşamaktır o saçları yolmak değil, gücümü bir ormanda odun keserek gösterebilirim kadının üzerinde uygulayarak değil, görüşlerine saygı duyarak bir konu içerisinde fikirlerimi sunabilirim-kırmadan, incitmeden. Güzel olduğunu söyleyebilirim, gülümsemesi için. Kadın ve erkek ilişkileri, kadın ve erkek ilişkileri nereye gidiyor, kadın ve erkek ilişkilerinde asıl sorun ne, kadınlar ve erkekler, ilişkiler, sorunlar

Kadın ve erkek ilişkilerinde enerji doğru kullanılmalı

   Kadın erkek ilişkilerinde enerjinin, sevginin doğru kullanımı ve her iki taraf içinde mutluluk getiren davranışlara yönelmek çok önemlidir. Bu davranışa yöneldiğinde ortak noktada buluşabilir ve huzur dolu bir ilişki yaşanılabilir. Yapılan bazı davranışlar ve söylemler ilişki içerisinde enerji sömürecek sevgiyi tüketecek kayıplara neden olunabilir. Boşa zaman harcamanın yanı sıra ilişkiden soğumaya neden olunduğu görülmez ve dolayısıyla farkında olmadan bu davranışlarda bulunarak her geçen gün yıpranmaya gidilebilir.

Kadın ve erkek doğası gereği birbirinden farklıdır

  Kadın ve erkeğin tamamlayıcı yanları olsa bile doğası gereği birbirinden farklıdır. Huy, karakter, kıskançlık, davranışlar, fikirler, fiziki yapılar. Önemli olan ortak noktada buluşabilmektir. Kadınlar oldukça dominanttırlar. Erkeklere göre kıskanç, alıngan ve detaylıca düşünceye yani çok yönlü düşünceye sahiptir. Erkeklerde ise bu durumlar daha az gözlemlenir. Kıskanç erkek yok mu? Evet var. Alıngan erkek yok mu? Evet var. Hatta bazen ataerkillik toplumda ön planda tutularak kadınlar geri planda da kalıyor. Baktığımız zaman herkes söz hakkına sahip olmalıdır. Erkeğin sözünün hakim olduğu kadar, kadınında sözü hakim olmalıdır yani karşılıklı olması taraftarıyım. Erkekler kadınlar hakkında daha detaylı düşünemezler biraz daha düz düşünürler. Genellikle erkekler gücü gösterişe dökmek isterken kadınlar ise güzelliğini ön planda tutmaya çalışırlar. Doğa farklıdır, yapı farklıdır ama sevgi ortak olmalıdır.

“Dominasyon” olmamalı

   Sevginin arkasına sığınarak yapılan hataların başında iki insanın birbirini kısıtlaması, geçmişine takılı kalması, karşısındakini istediği kalıba sokmaya çalışması yani partnerini domine etmeye çalışması. Tek amaç “Dominasyon” kontrol etmek, sürekli hakimiyet kurmak, birbirinin açığını aramak yani iki dünyayı tek bir hayatta birleştirmeye çalışmanın mantığını, fedakarlığı yanlış kavramak. O insana sahip olmak tasma takmak değildir. “Benim, bana ait” kavramlarıyla aşırı sahiplenme duygusuyla ortaya çıkan kıskançlıklar sanki o insanın sizden önce bir hayatı yokmuş gibi düşünüp sizden sonra arkadaşlarıyla görüşmesini önlemek, yapmaktan zevk aldığı aktivitelerin önüne geçmek, sürekli konuşmak istemek, hayatını sizin üzerine kurmasını beklemek yalnızca bencilliktir. Evet ilişkiler fedakarlık ister lakin sürekli ödün verilerek, birbirine hayatı dar ederek yapılan davranışlar ile değil.

Sorun yaratmak basittir

  Sorun yaratmak basittir. Ufak konularda inatlaşmak basit çözümler varken durumu çıkmaz hale sokmak, tartışma esnasında birbirine ağır sözler söylemek, hesap sormak ikili ilişkilerde pürüz yaratmak işte bu kadar basittir. Eğer çözülmesi gereken bir sorun varsa o an da çözülmelidir. Aylar sonra tekrar eski konuları masaya koyarak çözüm elde etmiş olmazsınız aksine ilişkiyi yıpratırsınız. Her şey iyi gidiyor ve arada güzel bir uyum varken eskiden kalbinizi kıran konular aklınıza gelebilir ama sürekli gündeme getirerek, saplantı derecesinde aynı şeyleri düşünmek ikili ilişkiyi yıpratmakla birlikte ilk önce insanın kendini yıpratır. Bu gibi sorunlara benzer gereksiz konularda tartışmanın kimseye hiçbir faydası yoktur lakin bazı insanlar vardır ki hayatlarını sorun üzerine kurar ve adeta bundan zevk alırlar. Egoistliğin kölesi olunmuş bu durumda her tartışmadan galip çıkmaya çalışırken ilişkiye ve partnerine verdiği zararı görmez, belki de görmek istemez. Açılan yaralar sonradan fark edilince yapılan bu davranışların yanlış olduğunu ve bazen de geri dönüşü olunmadığını geç kavrarlar. İkili ilişkilerin arasında doğan sorunlar sadece partnerler arasında kalmaz, aileye ve hatta topluma kadar gündemimizde ortaya çıkar. Aralarında çıkan tartışmalar bazen cinayete, şiddete kadar sıçrar ve sonucunda toplumda bu durumdan etkilenir. Ne kadına, ne de erkeğe, hayatta ki hiçbir canlıya şiddet uygulanmamalıdır.

  Geçtiğimiz günlerde Kadın Gücü Konferans açılışına Vuslat Doğan Sabancı katıldı ve orada çok önemli bir söz söyledi:

“Kadına ve çocuğa şiddet önlenecekse, kadının iş hayatında daha üretken ve etkili olması sağlanacaksa, daha adil bir topluma doğru cinsiyet eşitliği için çalışılacaksa, kadın ve erkeğin yan yana durması, birlikte çalışması gerekiyor.”

Vuslat Doğan Sabancı kadına şiddeti savunmakla birlikte cinsiyet eşitliğini aynı zamanda kadın ve erkek ilişkilerine de değinmiştir. Kadın ve erkeğe önemli rol düşüyor. Karşılıklı olarak anlayış ve saygı çerçevesinde olunursa hem partnerler arasında ki sorunlar azalır hem de topluma yansıyan sorunları biraz olsun azaltabiliriz.

İnsan davranışları dinamiktir

İnsanların davranışları dinamiktir ve insanlar arasındaki ilişkiler de dinamiklik içerir. Asıl bahsedilen bugün yarın ile aynı değildir. Ruhani değişimler yaşamamız dolayısıyla ikili ilişkilere de bu durum yansır. Bugün çok neşeli ruh haline sahipken ertesi gün bir sorun ile karşılaşabilir ve bu durum ilişkilere yansıyabilir. Örneğin aranız çok iyi olmasına rağmen en ufak bir sorunda arkadaş veya partner ile aranız bozulabilir ve durumların ne hale geldiğini anlayamazsınız.

İnsan devinim yaşayan bir varlıktır

İnsan devinim yaşayan bir varlık olmakla birlikte hayatı sürprizlerle dolu bir varlıktır. İnsanlık tarihinden beri insan davranışları ve ilişkileri her zaman dinamik olmuştur böyle de olmaya devam edecektir. Önemli olan ılımlı ve saygılı olmaktır.  Son olarak değinmek istediğim insanı birbirine bağlayan ana unsur bol kahkaha ve mutlu anılar biriktirmektir bunu yaptıkça bağlılık ve sevgi artacaktır. Yaşadığımız hayatı daha güzel bir hale getirebilmek için göz ardı edilen her türlü sorunlar çözülmelidir. Belki de dinamik davranışların zincirlerini kırmalıyız.