Gerekçeli Kararda ‘Çaldılar’ Yazmamasına Yıldırım’ın Yorumu: ‘Halk Lisanıyla Söylüyoruz’

YSK İstanbul seçimlerinin iptal edilmesine ait gerekçeli kararını açıkladı. Kararda AKP'lilerin seçime iptal münasebeti olarak gösterdiği “çaldılar” sözünün yer almadığı hatırlatılan Binali Yıldırım, “Gerekçeli kararda oylar çalındı diye bir tarafın telaffuzunu yazacak halleri yok. Biz bunu halk lisanıyla söylüyoruz” dedi.

Yüksek Seçim Şurası, seçimin iptaline yönelik detaylı gerekçeli kararını 16 gün sonra kamuoyu ile paylaştı.

Habertürk'te Didem Arslan Yılmaz'ın konuğu olan Cumhur İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Lider Adayı Binali Yıldırım, YSK'nın kararını ve yaklaşmakta olan yeni seçimleri kıymetlendirdi. 

Binali Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

“Hukukça arkadaşlarımız inceliyorlar. Bizim zati itirazlarımızın içinde 19 tane bahis vardı. Bunların 2 adedini bu itirazı önemli görerek seçimin tekrarlanmasına karar verdi YSK. Bu hususun birincisi sandık konseylerinin yasaya uygun olarak teşkil edilmemesi.Bu tek başına yetmiyor, bu sandık heyetlerinde misyonlu lider ve üye olabilir, o sandıkta yapılan süreçlerin seçim sonucunu değiştirecek nitelikte olup olmadığına bakılıyor. Bu iki uygunsuzluk, kanunsuzluk hali birlikte olmuşsa seçimi yenilemeye münasebet olarak YSK karar veriyor. Karar bu halde verilmişti. Muhtemelen geniş gerekçeli kararda da buna ilişkin ayrıntıları göreceğiz.”

“Gerekçeli kararda oylar çalındı diye bir tarafın telaffuzunu yazacak halleri yok. Biz bunu halk lisanıyla söylüyoruz. Pekala bu oylar çalınmasaydı 29 bin 400 olarak açıklanan fark 13 bin 700 düzeyine nasıl düştü? Buna bakmamız lazım. Niçin düştü? Vatandaşlarıma buradan sesleniyorum, iki aday var, iki aday ortasındaki oy farkı binde 1,5 buçuk, yüzde demiyorum. Gerçi YSK 13 bin 740 diye geçmiş. Olağan koşullarda bırakın çalındı, çalınmadı muhabbetini. Birbirine yakın. Açıyoruz, sayım yaptığımızda düzeltmeler oluyor, geçersizler geçerli hale geliyor. Her iki adayın da ya oy kaybetmesi, ya da kazanması lazım. 4 milyon 150 bin civarında oy almış iki aday. Bizimki ortadaki fark bizim lehimize yarı yarıya azalıyor. 29 binden 13 binlere düşüyor.”

“Çalınmasaydı daha fazla olacaktı. 80 bin oy fazla almışım, ilçe belediye başkanlığından. Çalınmasaydı 100-120 bin fazla alacaktım. O gün beni daima aradı beşerler. 'Bize iki tane oy pusulası veriliyor, üçüncü oy pusulasını istediğimiz vakit kimileri verdi kimileri da bitti' diyor. Seçimin ortasında oy pusulası biter mi? Beni kim arar? Bana oy pusulası verilmiyor diye. Beni arayan herhalde benim oyumun sandığa gitmediğinden kaygı duyan beşerler arıyor. Ben bunun değerli sayıda olduğunu düşünüyorum. Bunu destekleyen öbür şeyler de var.”

“Bu seçimlerde epeyce düzensizlik, şaibe fazla. Oylarımızın korunamadığı gerçeği ortada. Bunun birtakım özensizlikten,düzensizlikten kaynaklandığı kesinlikle. Burada hile yapılmayacağı varsayımıyla arkadaşlar âlâ niyetle çalışmış olabilir, sandık liderine itimat etmiş olabilir. Sonuçta da bu olaylar patlak vermiştir. Ben tertip cümlesini kullanmadım.Burada bir şaibe ve yolsuzluk olduğu kesinlikle. Bu yalnızca varsayım değil, itiraz sürecinde bunu tespit etmişiz ve sandıkların yüzde 10'unu saydırdığımız vakit 15 bin oyumuzu geri kazanmışız. Yüzde 90'ı sayılsaydı ortadaki farkın ne olacağını çok kolay bir hesapla bulabiliriz. Seçim bilakis döner, ortadaki fark kapanır ve bizim lehimize değerli ölçüde oy artışı olabilirdi.”

Sunucu Yılmaz, Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım'ın canlı yayında biraraya gelmesi için yaptığı çağrıyı hatırlattı. Yıldırım'ın karşılığı ise şöyle oldu: 

“Olabilir, bakarız. Benim tek başıma vereceğim bir karar değil, prensip olarak olabilir, niçin olmasın. Ben sizinle memnuniyetle program yapmayı dilek ederim. Arkadaşın da katılmasında bir mahzur yok. Hele eteklerimizdeki taşları uygunca dökelim.”