Sağlık Bakanı Koca, Bilim Kurulu sonrası açıklamalarda bulundu. Koca, basın mensuplarının "Koronavirüs nedeniyle kaç sağlıkçı hayatını kaybetti?" sorusunu cevaplarken gözleri doldu, boğazı düğümlendi. Testi pozitif çıkan sağlık çalışanlarının sayısı 40 bini geçtiğini söyleyen Koca, hayatını kaybedenlerin sayısının ise 107 olduğunu belirtti.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüs nedeniyle yaşamını yitiren sağlık çalışanlarının sayısını verirken gözleri doldu. Bakan Koca, "Sağlık çalışanlarımızın özellikle pozitif olan, semptomu olan veya olmayan, biz çünkü riskli grupta, riskli alanda çalışan yoğun bakım, acil gibi çalışan sağlık çalışmalarımızı talepleri halinde haftalık taramalarını yapıyoruz. Testi pozitif olanların sayısı 40 bini geçti. Hayatını kaybeden, testi pozitif olan sağlık çalışanlarımızın sayısı da son dönem arttı maalesef. Sayıları 100'ü geçti. 107 olduğunu söyleyebilirim. Yakınlarına başsağlığı, hepimize başsağlığı, Allah'tan rahmet diliyorum" ifadelerini kullandı.
Koronavirüs Bilim Kurulu sonrası açıklamalarda bulunan Bakan Koca, "Koronavirüsle artık çok şey biliyoruz" diyerek şu şöyle devam etti:
"Kuralların sonuçları hakkında, somut, ölçülebilir tecrübelerimiz var. Salgının maske, mesafe ve temizlik tedbirlere uyuldukça gerilediği, uzaklaştıkça tırmanışa geçtiğini görüyoruz.
GRİP VE KORONAVİRÜS
DSÖ iki gün önce 12 Ekim'de grip güncelleme raporunu yayınladı. Grip vakalarının azalması sonucunu maske, sosyal mesafe ve el hijyenine bağlamaktadır.
Ekim ayındayız. Koronavirüse karşı alacağımız tedbirlere uyarsak iki hastalıktan korunmuş olacağız.
AB İLERLEME RAPORU
DSÖ Kovid-19 Türkiye raporundan sonra bugünlerde yayınlanan AB İlerleme Raporu'na değinmek istiyorum. Raporda Türkiye'nin sağlık sistemi Kovid19 pandemisinin gereklerini sağlayabilecek güçtedir. AB İlerleme Raporu'nda yer alan değindiğim hususlar küresel salgına karşı savaşımızı küresel standartlarda verdiğimizi göstermektedir. Bu standartlar başarımızın bir kısmını değerlendirmeye dönüktür.
"VİRÜS TARAMALARINA BAŞLADIK"
Temmuz ayından itibaren normalleşme dönemine geçtik. Sınırlamalar kalktı. Virüs taramalarına başladık. Bu taramalarını havaalanlarında, yurtdışına gidenlere, cezaevinde bulunanlara, asker, sporcu, organize çalışanlarına yapıyoruz.
"15 EKİM'DE SAHA TARAMASINI TEKRARLIYORUZ"
15 Ekim'de saha taramasını tekrarlıyoruz. Toplumunun tamamını yansıtacak şekilde örneklem üzerinde çalışma yapıyoruz. Bu çalışma bize toplumun tamamı hakkında bilgi verecektir. Pandeminin ilerleyen alanlarında yurt dışına gidip gelenler, disiplinli olduğumuzu belirtiyorlar. Törenler ve toplu etkinliklerin olduğu ayları geride bıraktık. Kapalı alanlar çok önem kazandı. Aynı işyerinde çalışan kişilerin tedbir almadıklarını duyuyoruz. Maske kuralından ödün verilmemelidir.
"RİSK TABANA YAYILIYOR"
Maske bazı bilim adamlarınca aşı benzeri bir konu olarak kabul edilmelidir. Aşı salgına karşı tam bir güvence olarak görülmemelidir. Aşı yaygın olarak yapılabileceği güne kadar kendini virüsten koruyabilenler için bir çare olacaktır. Aşı kendisini virüsten koruyamayanlar için çare değildir. Virüsün yol açtığı hastalık ve tedavisi hakkında çok daha bilgi sahibi olmakla birlikte risk tabana yayılıyor.
Bakanlık olarak gerekli önlemleri alıyoruz. Belirgin semptomu olan kişilerin sağlık kuruluşlarına bir an önce başvurmalarını istiyoruz. İzlediğimiz strateji tedbir ve koruma, tanı ve izolasyonla normal yaşama dönüştür.
HES UYGULAMASI
Girip çıkacağınız yerin risk durumunu HES'le öğrenebilirsiniz. HES koronavirüs konusunda güncel tüm verileri içeren bir nevi haritadır. Bütün pozitifleri takip altında tutarken sizler de lütfen HES'ten yararlanın.
Salgınlar yerinde müdahaleleri gerektiriyor. Ülkenin bazı bölgelerine ziyaretlerde bulunduk. Vakaların artış gösterdiği yerlerde sebepleri ortaya çıkararak ek tedbirler aldık. Bazı illerimizde artışlar oluştu. Geçtiğimiz pazartesi günü yüz yüze eğitimde planlanan ikinci aşama ortaya kondu.
Salgınla mücadele stratejimizle bu işin üstesinden alnımızın akıyla geleceğiz, şüpheniz olmasın, sizden istediğimiz sabır, sebat ve tedbirlere harfiyen uymaktır.
"BİLİM KURULU EN BÜYÜK GÜCÜMÜZDÜR"
Türkiye salgının sıfır noktasında oluşturduğu Bilim Kurulu'nun rehberliğinde almaktadır. Bu kurul bizim en büyük gücümüzdür. Hocalarımıza her toplantımızda sizler adına tekrar tekrar teşekkür ediyorum. Onlar tüm insanlığın gururudur.
"AŞILARDAN İKİSİ İNSAN DENEYİ ÇALIŞMALARINA YAKIN"
Çalışmalarında aşıya kilitlenen bir kurulumuz daha var. Biraz daha yol alınmasını bekleyerek size detaylı bilgi vermedim. Bugün bu aşamaya geldiğimize inanıyorum. Aşı çalışmalarını doğrudan yürüten uzmanlar da bulunmaktadır. 600 kişilik bir ekip tarafından aşı çalışmaları sürdürülmektedir. Şu anda 4 farklı aşı üzerinden çalışılmaktadır. Başka çalışmalar da vardır. Ekiplerimiz sonuca en kısa zamanda ulaşmak için rekabet içinde, birbirinin başarısı için de dayanışma içindedirler. Şu an aşılardan ikisi insan deneyi çalışmalarına yakındır.
AŞI ÇALIŞMALARI
Aşı çalışmaları Sağlık Bakanlığımızın himayesi ele alındı. Bulaşıcı hastalıkların geçmişine bakıldığında aşıların kolay bulunmadığı görülür. Bilimsel bilginin üzerine o tarihlere kıyasla kat kat bilgi eklenmiş, teknolojisi mukayese edilmeyecek derecede ilerlemiştir. İşin doğasında bir zorluk olduğu da bilinmektedir. Salgının başlangıcında aşı için öngörülen zaman 12-18 aydır. Salgın 1 yılını doldurmaya yaklaşırken gerçekten önemli gelişmeler ortaya kondu. Çin, Rusya, İngiltere ve bazı ülkeler insan üzerinde deneye geçtiklerini bildirdiler. Bunların hiçbiri satın almak istediğinizde her şeyiyle sonuçlanmış bir aşı taahhüdünde bulunamamaktadırlar.
Aşı konusunda dünyadaki durum budur, umut çok yüksek olmakla birlikte temkini ve tedbiri elden bırakmamak mümkündür.
Dünyada zeka ülkelere göre dağıtılmıyor. Bilim imkan ve adanma işidir. Türkiye aşının gerektirdiği tüm teknolojik imkanları bilim insanlarına sunmuş durumdadır. Bilim insanlarımız da bu konuyu hayatların temel meselesi haline getirmiştir.
Sizlerden bilim insanlarımıza inanmanızı, önerdikleri tedbirlere, maske, mesafe ve temizlik kuralına uymamızı, sağduyu içinde yılgınlık göstermeden devam ettirmenizi istirham ediyorum.
VAKA SAYILARI
Günlük tablomuzu vermek istiyorum. Bugünkü hasta sayımız 1671. Hayatını kaybeden vatandaşımızın sayısı 57. İyileşen hasta sayımız 1396. Test sayımız 115 bin 328. Zatürre oranımız haftalık tablo yüzde 5.9. Toplam vefat eden hastamızın sayısı da 9014.
İstanbul'da son 1 ay içindeki artış ortalama yüzde 50 oranında. Ankara'da son 1 ayda azalma yüzde 60 kadar oldu. Son üç günde bu azalıştan sonra yüzde 4 gibi bir artışı görüyoruz. Yatışlarda bir değişiklik olmadığını görmüş oluyoruz.
Bu azalışla birlikte artışın önümüzdeki günlerde daha yakın tedbirlere uyarak azalmasını sağlamalıyız. İzmir son 1 ay içinde yüzde 50 azalış. Genel seyrin İzmir'de iyi olduğunu ama orada da son günlerdeki kısmi artışla tedbirlerin yoğun şekilde hassasiyetle devrede olması gerektiğini görmüş oluyoruz. Kocaeli'de yüzde 30, Denizli'de yüzde 35, Kahramanmaraş yüzde 40 artış olduğunu son aya göre görmüş oluyoruz.
"KISITLAMA ANLAMINDA HERHANGİ BİR TEDBİRİ DÜŞÜNMÜYORUZ"
İstanbul için genel olarak geriye dönüşlerle birlikte artış beklentisi içindeydik. Havaların değişimi ile birlikte kapalı ortamlara geçişin de aile içi bulaş dahil olmak üzere arttırdığını, önemli oranda bu artışın buna bağlı olduğunu görmüş oluyoruz. Şu an kısıtlama anlamında herhangi bir tedbiri düşünmüyoruz. Özellikle sahada yaygın şekilde filyasyon ekiplerimizi daha da arttırdık. Geçen hafta koordinasyon toplantısında daha da arttırmış olduk.
FİLYASYON SÜRELERİ DÜŞTÜ
Filyasyon süresi ve temasları tespit etmek süresi 7-7,5 saat düşmüş oldu. Her gün çağrı sistemiyle semptomlarını yapıyoruz. Semptomları ilerlediyse hastaneye 112 ile getirerek takibini yapmış oluyoruz.
Hastane yatışlarında ciddi bir artışın olmadığını görüyoruz. Doluluk oranlarında bir sorunun olmadığını çok rahat söyleyebiliriz. Maske kullanımını, mesafenin son derece önemli olduğunu, kalabalık ortamlara mümkün mertebe girilmemesi gerektiğini o kalabalık ortamları oluşturmamanın önemli olduğunu görüyoruz.
Bilim Kurulumuz özellikle bizim Türkiye olarak toplumsal farklılığımızı göz önüne alarak evdeki kişilerle birlikte 10 kişiyi geçmemek şeklinde aile içi temasların mümkün mertebe azaltılması konusunda tavsiye ve önerisi oldu.
Şu dönemde artış olan illerimizde tedbirlere uymakla, filyasyonu sahada yoğun yapmakla sonuç aldığımızı çok iyi biliyoruz. Bunu Diyarbakır, Urfa, Ankara'da gördük. Şu an Ankara'daki yüzde 5 dediğimiz artış hastanelerde yatışlara yansıması olmadı. Bu yükselişin nasıl düşebileceğini toplum olarak da biliyoruz. Toplumun hassasiyet gösterip maske ve mesafe noktasında kalabalık oluşturmaması noktasında hassasiyetle, semptom olduğu takdirde farklı, değişken tedavilerimiz söz konusu.
"ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM VİRAL ARTIŞLAR YOĞUN OLACAK"
Vatandaşımızla birlikte tedbirlere hassasiyetle uyarak, maskenin altını çiziyorum, önümüzdeki dönem viral artışların yoğun olacağı bir dönem. Maskenin ve mesafenin önemli olduğunu yüzde 90'ların üzerinde koruduğunu biliyoruz. Önümüzdeki günlerde daha da azalabileceğini düşünüyoruz, güney yarımkürede görüldüğü şekilde. Güney yarım kurede gribin belirgin şekilde azaldığını görüyoruz. Maskenin virüs yükünü azaltan bir rolü olduğunu biliyoruz. Daha ağır geçirmeme durumunun da olabileceğini söyleyebiliriz.
"AÇIKLADIĞIMIZ RAKAMLARI DSÖ İLE PAYLAŞIYOR OLACAĞIZ"
Vaka ve hasta tanımlarını yaptığımız dönemlerinden bu yana gündem olan bir konu. Türkiye olarak pandemideki mücadelemizi vaka hasta kavramlarına indirgeyerek gölgelemeyelim. Biz özellikle tedavi rehberimizde semptomu yani bulgusu olan kişilere test yapan ülkeler arasındayız. Oxford'un hazırladığı dünya haritasında Türkiye olarak biz semptomu olan kişilere test yapan ülkeler arasında yer alıyoruz. Bu semptomu olan kişilere yaptığımız testler dışında Temmuz ayından itibaren de bizim özellikle kesitsel taramalar; yani ülkeler arası geçişlerin olduğu dönemlerde havaalanında gelen, yurtdışına gidenlere yapılan testler. Askeri celp ve terhis döneminde yapılan testler, cezaevinde, sporculara yapılan testler, OSB'lere yapılan testler gibi taramalar oldu. Ayrıca saha taramalarımız oldu. Daha önce 153 bin kişiye yapıldı. Yarından itibaren de haneler tespit edildi, geç olmadan saha çalışmasını tekrarlamak istiyoruz. Bu tablo Temmuz ayından itibaren gündeme gelen ve bizim hasta olarak tanımladığımız semptomu olan testi pozitif olan kişiler olarak tanımladık. Daha önce bu kesitsel taramalar olmadığı için daha şeffaf olmak anlamında hasta tanımını kullandık. Bu kesitsel taramaları da yer yer bildiriyor olmuş olacağız. Açıkladığımız rakamları DSÖ ile paylaşıyor olacağız.
"TESTİ POZİTİF OLAN HERKESİ İZOLE EDİYORUZ"
Bunları yer yer sizlerle paylaşıyor olacağız. Bu ayrımı yapmak içindi. Farklı bir şey değildi. Test politikasına ilave olarak taramaları yapmak gibi yaklaşımla ilave olmuş oldu. Oraya hasta yazılmış olması rakamı şeffaf bir şekilde vermek içindi. Bu anlamda kafa karışıklığının olmaması gerekiyor. Testi pozitif olan herkesi izole ediyoruz. Pozitif olan, semptomu olmadan kişi de bulaştırıcıdır, evet öyledir. Pandemide mücadelede bunu mutlak izole ediyor olmanız gerekiyor. İzole ettiğimiz yetmiyor, o kişinin filyasyonunu da yapıyoruz, temaslılarını da buluyor onları da izole ediyoruz. Semptomu olmayan taşıyıcılar ve temaslılardan bahsediyorum. Bunları ayrıca HES'e de kaydediyoruz. Siz eğer bunu gizleyebilir durumda olursanız pandemi ile mücadele edemezsiniz. Sonuç olarak sizin yaptığınız, pandemi ile mücadelenin ötesine geçmiş oluyorsunuz. Vatandaşımız müsterih olsun. Sadece testi pozitif olup bulaştırmaz diye o kişiyi izole etmeden pandemide siz başarıyı sağlayabilir misiniz? Bütün sahadaki çalışmalarla, filyasyon ekibiyle yoğun bir izolasyonla takiple birlikte o kişileri oluşturduğumuz çağrı sistemiyle her gün ayrıca semptom takibi yaparak arıyoruz. Pandemide asla taviz vermiyoruz sahada. O nedenle sonuç alıyoruz. Vatandaşımıza ilk günden beri verdiğimiz bütün rakamların doğru olduğundan emin olunsun.
YÜZ YÜZE EĞİTİM
Bu dönemde yüz yüze başlayan öğrencilerde salgının seyrini bilmek istiyoruz. Yaş grubuyla ilgili vaka seyrini, sayılarını tekrar değerlendirip gerektiğinde kademeli olarak geçişe geçmiş olacağız. Burada salgının seyri, yüz yüze eğitimle yaş gruplarındaki dağılımın nasıl şekillendiğini gördükten sonra gündeme alınmış olur. İki üç haftanın değerlendirmek için önemli olduğunu düşünüyorum.
"BİRİNCİ AŞININ DOLUMU BİTTİ"
Daha önce bahsettiğim bir aşının üretim aşamasına söylemiştim. İkinci aşının da çok yakın olduğunu ifade ettim. Birinci aşının dolumu bugün bitti. Yarından itibaren sterilite aşamasına geçilmiş olacak. 2 hafta kadar sürmüş olacak. Bu arada aşı yapılacak kişilerin tespiti ve o kişiler üzerinde karantina ve testlerle ilgili bir zaman dilimi söz konusu olmuş olacak. 2 haftalık dönem sırası gönüllüleri almış olacağız.
"AŞI KONUSUNDA UMUT VADEDEN NOKTADAYIZ"
İkinci aşı için üretim safhasına gelinmiş oldu. Zannediyorum bir ve iki hafta içerisinde gelişmeleri aktarmış oluruz. Aşı konusunda oldukça umut veren bir yol aldığımızı, şu an toplam 13 tane farklı, sadece tek tip aşı değil farklı açı çeşitleri üzerinde çalıştığımızı ve toplam 13 tane aşının hatta 2 aşının ilave olma ihtimali var. Bu konuda umut vadeden bir noktada olduğumuzu çok rahat söyleyebilirim. Çin ve Pfeizer'in faz3 çalışması başladı. Vatandaşımız üzerinde etkisini görerek aksiyon almak için izin verdik. Şu ana kadar olumsuzluk görülmedi. 3-4 hafta sonra daha net bilgiye ulaşabiliriz. Onu da zaten aktarmış oluruz.
"YURT DIŞI AŞI, YILBAŞINDAN ÖNCE DE OLABİLİR"
Bu aşılarla ilgili gerektiğinde aşının uygunluğuna kanaat getirdiğimizde de vatandaşımıza uygulama noktasında girişimlerimizin devam ettiğini söyleyebiliriz. Muhtemelen yılbaşından önce de olabilir, uygulama anlamında söylüyorum, yurt dışı aşının. Yerli aşı için de insan deneyleri sonrasında gelişmeleri aktarmış oluruz.
Bu dönemde herkesin grip aşısı yaptırmasıyla ilgili yanlış bir kanaat var. Dünyada grip aşısının toplamda üretiminde yüzde 20 artış oldu. Öncelikle riskli, kişilere, koronavirüs bulaştığında daha riskli olabilecek kişileri tespit ederek başlıyoruz. Önümüzdeki günler uygulamasına da geçilmiş olacak. Bizim şu an sadece 1,5 milyon aşı gelmeyecek. Geçen yıl 1 milyon 350 bin aşı gelmişti. Bu yıl daha fazla aşımız olacak. Daha da arttırma gayreti içindeyiz. Aşı Türkiye'de ruhsatlı ise bunu herkes getirip verebilir. Ruhsatlı değilse halk sağlığı alabilir. Halk sağlığının alımını DMO üzerinden gerçekleştiriyoruz. Eğer TEB'in yurtdışında ruhsatlı bulduğu aşı varsa getirebilir. Ruhsatlı olmazsa halk sağlığı rahatlıkla alır.
"MASKE VE MESAFE İLE GRİBİN AZALDIĞINI BİLİYORUZ"
Güney yarım kürede maske, mesafe ve el hijyeniyle gribin çok azaldığını biliyoruz. Bu dönemde sadece koronaya değil grip ve diğer virüslere karşı maskenin koruyucu özelliğini yüzde 90'ların üzerinde olduğunu biliyoruz. Aşı sadece bir virüse karşı koruyor. Ama maske damlacık enfeksiyonla bulaşan bütün enfeksiyonlarda etkili olan bir uygulama, onun için maske ve mesafeyi aşıdan daha çok önemseyelim. Riskli olan vatandaşlarımıza tespit ederek ön planda başlamış olacağız.
"ŞU AN SOKAĞA ÇIKMA GİBİ BİR DURUMU ASLA DÜŞÜNMÜYORUZ"
Şu an herhangi ilave bir kısıtlamayı, sokağa çıkma yasağı gibi bir durumu asla düşünmüyoruz. Özellikle Avrupa'da son haftalar giderek arttığını biliyoruz. Önümüzdeki haftalar daha da artacağı kanaatini taşıyorum. Bizim dışımızdaki ülkeler bu anlamda tedbir almama noktasında bir çaba içindeler. Maske uygulamaları bazı ülkelerde İspanya, Hollanda gibi yeni yeni devreye girmeye başladı. Biz temasın ortadan kalktığı durumlarda uygulama zorunluluğu getirmiştik. Yurt dışı ülkelerden farklılığımız biz yaygın test yapıyoruz. Bir diğer farklılığımız dünyanın birçok ülkesinde olmayan filyasyon dediğimiz temaslı takibini yapıyoruz. Avrupa bunu yapmıyor. Solunum sıkıntısı başlamadıkça İngiltere ve benzeri ülkelerde olduğu gibi, kişinin hastaneye gelmesi bile istenmiyor. Biz ise iki semptomu olduğunda test yapmaya başlıyoruz. Bu kişilerin hepsine de temaslı takibi yapıyoruz. Bu kişileri izole ettiğimiz gibi temaslı olan kişileri de izole ederek, kolluk kuvvetleri ile takip ederek bir izolasyon dönemini geçirmiş oluyoruz. Bunu Avrupa ülkelerin hiçbiri bu anlamda takip etmiyor. Biz çağrı sistemi ile gerektiğinde her gün bu kişileri aramış oluyoruz. Erken dönemde antiviral ilaçları kullanabilir farklılığımız var. Bütün bunlar pandemi ile mücadelemizde bizi yurtdışına karşı farklı kılıyor, avantajlı kılıyor. Ben 3-4 hafta önce söylemiştim. Avrupa bu yaklaşımını sürdürürse vaka sayıların artacağını konuşmuştuk. Avrupa'da artışın olduğu ve bizde 3-4 hafta öncesinde başlayan düşüşler söz konusu oldu. Bu tedbirlerdeki farklılığımızdan dolayı oldu. Ankara yüzde 60 oranında düşmüş oldu. Bunu düşürebilmek ciddi kısıtlamalar yapmamakla mümkün olabiliyor.
"EV İÇİ BULAŞLARIN ARTTIĞINI GÖRÜYORUZ"
Şimdi havanın değişikliğiyle ev içi bulaşların arttığını görüyoruz. Ev içinde ziyaretçilerin yapılmaması, hane halkı ile birlikte en fazla 10 kişi hatta 10 kişi bile olmaması gerektiğini söyleyebiliriz.
"TEST POLİTİKAMIZ BAŞINDAN BERİ DEĞİŞMEDİ"
Bizim test politikamız başından beri değişmedi. Test politikamız rehberimizde belirtildiği şekliyle semptomlu olan kişilere yapılan testlerdi. DSÖ bunu biliyor ve biz sonuçları DSÖ'ye bildirmiş oluyoruz. Bunun dışında değişen Temmuz ayındaki değişiklik oldu. Yeni normalleşme ile birlikte değişiklikle kesitsel taramaları yapma ihtiyacı hissedildi. Bir de saha taramaları. Bu kesitsel taramalar, semptomlu olan kişilere yapılan çalışmalar değil. Bunu ayırmak anlamında Temmuz ayında semptomu olan kişiler rehberimizde hasta olarak tanımlamıştık. Vatandaşa karşı sorumluluğumuzun gereği olarak o taramaları ilave etmediğimiz için hasta olarak kullanmış olduk. Bugün onları da yer yer, geçmişe dönük, kesitsel, mesela okullarda yapılacak taramalar olacak, çünkü salgın pandemi ile mücadele dinamik bir mücadele. Saha çalışmaları dışında bu tarz kesitsel çalışmaların da niteliği artmış olacak. DSÖ'ye de bildirmiş olacağız. Bugün 490 bin testten bahsediyoruz havaalanında yapılmış olan. Bu vakaydı. Semptomu olmayan taşıyıcı olan kişilerdi. Yarın veya daha sonraki günler kesitsel çalışmalar yapılacak. 15'inden itibaren saha çalışmasına başlayacağız, elde ettiğimiz sonuçları vatandaşımızla paylaşıyor olacağız.
"ÖZEL SEKTÖRÜN ÖNÜNÜ AÇTIK"
Biz test politikamızda değişikliğe gitmedik. Temmuz ayından itibaren kesitsel taramalar yaptık. Özel sektörün önünü açtık. Tercihe bağlı olmayan yapılan testler var. Vatandaşımız şundan emin olsun; testi pozitif olan, semptomu bulgusu olsun olmasın, pandemi ile mücadelede bizim sonuç almamız gerekiyor. Temaslı olup bulgusu olan veya olmayan herkesi izole ediyoruz. Bu kişilerin temaslılarını bulduğumuz gibi herkesi HES'e kaydediyoruz.
"FİLYASYONU DÜNYADAN FARKLI YAPIYORUZ"
Filyasyonu dünyadan farklı olarak yapıyoruz. Mücadelede şuna inanalım. 83 milyonun başarısıdır bu. 1 milyon 100 bin sağlık çalışanımızın başarısı. Bu başarıyı lütfen gölgelemeyelim. Bundan sonra da 83 milyon bir ve beraber mücadele edelim. Pandemide böyle mücadele edilir. Bölge toplantılarında semptomu olan olmayan herkesi konuşarak tedbirleri alıyoruz. Bu başarıyı lütfen gölgelemeyelim.
SAĞLIK ALTYAPISI
Bizim üniversiteler dahil olmak üzere olan oranlar, özel sektör bunun içinde yok. Bizim bu oranlardan bahsederken erişkin yoğun bakım yüzde 65. 4 diyoruz. Bu rakamın yüzde 100'e yakın olduğu, kapasitenin dolacağı gibi yanlış algı oluşabilir. Böyle bir algı asla oluşmasın. Yüzde 65'ten kasıt 28 bin 500'e yakın erişkin yoğun bakım yatağımız var. 28 bin 500'ün yüzde 65'inden bahsediyorum. 18-19 bin sadece Kovid hastalarıyla ayrılmış olan yataklar değil. Geriye 11 bine yakın boş yatak demektir. Ağır vakamız 1400. Sizin bu durumda 7 kat daha ağır hastanız olduğunda ve bu hastaları o boş yatakları kullandığınızda dolabilir olacak. Bu anlamda sorun yok. Toplam yatağımız 244 bin. 122 bin yatağımız yaklaşık olarak boş demektir. Türkiye'nin kapasitesini ve sistemini anlatmak için söylüyorum. Sağlık altyapısının çok güçlü olduğunu, çok güçlü bir sağlık ordumuzun olduğunu ve buna da güveniyor olalım. Vatandaş tedbirler noktasında olursa bizim üzerimize düşen her şeyi yaptığımızı bilsin."