Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından Cumhuriyet Halk Partisi'ndeki (CHP) 'değişim' çağrısını başlatan isim olan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 'İBB adaylığı' tartışmalarına son noktayı koydu. İBB ADAYLIĞININ SİNYALİNİ VERDİ: 'YOLA ÇIKIYORUM' Saat 12.00'de Haliç Kongre Merkezi'nde kameraların karşısına geçen İmamoğlu, yeniden İBB Başkan adayı olacağının sinyalini verdi ve yol haritasını açıkladı. İmamoğlu, "Ben Büyükşehir Belediye başkanı olduğumda tüm halkımıza bu mukaddes şehrin en başarılı belediye başkanı olacağıma söz verdim. Bu sözü tutmaya devam edeceğim" dedi.

"İSTANBUL İTTİFAKINI KURMAYA GELİYORUM"

Ekrem İmamoğlu şu ifadeleri kullandı: "Yoksulluğu söküp atan refah içinde bir şehir oluşturmak için yola çıkıyorum; katılımı ve ortaklaşan aklı merkeze almak için, dünyanın tüm teknolojik yeniliklerine ve gelişimine ev sahibi olmak için yola çıkıyorum. Bu anlayışla 2019’da olduğu gibi, Cumhuriyet Halk Partili yol arkadaşlarımla, farklı partilere gönül veren İstanbullularla, kentine sahip çıkan, oyuna sahip çıkan İstanbul Gönüllüleriyle tekrar İstanbul ittifakını kurmaya geliyorum."

"ADAYIM DEMEDİM YOLA ÇIKIYORUM DEDİM"

İmamoğlu, 'Adaylığınızı ilan ettiniz diyebilir miyiz?' sorusuna karşılık "Adayım demedim yola çıkıyorum dedim. Yola çıktığımı ifade ediyorum ama 'adayım' demek siyasi olarak doğru değil. Bunun usulleri vardır. Uzlaşma benim kültürümde olan bir şey. Ama yanlışla uzlaşmam doğru ile uzlaşırım" yanıtını verdi. İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

* Seçim sonrasında sadece temmuz ayında 30 yılın en yüksek aylık enflasyonunu yaşattılar. Net ifade etmemiz gerekir ki iktidar enflasyon canavarıyla mücadele edemiyor. Bu enflasyon canavarını da iktidar yarattı. Seçim sonrası iktidar motorine yüzde 105 zam yaptı.

* Hükümet yetkilileri vatandaşı sık sık tasarrufa davet ederken iki kamu bankasının yıllık reklam harcaması 2 milyar lira. Tasarruf sadece vatandaştan mı istenir? Hayır. Bu kadar verginin toplandığı bir coğrafyada açlık, yokluk ve yoksulluk olmamalıdır. Şayet oluyorsa orada çok büyük bir israf, adaletsizlik ve paylaşım sorunu vardır. İktidarın ekonomik tercihlerinin sonunda toplumun en zengin yüzde 20'lik kısmı toplam gelirde aldığı payın arttığını görüyoruz. Bu yıl bu payın yüzde 48'e ulaştığını tespit ediyoruz.

* Buna karşın en yoksul yüzde 20'nin aldığı pay ise yüzde 6'ya gerilemiş durumda. Zengin ile yoksul arasındaki fark 8 katına çıkmış durumda. Özetle bu iktidar zenginin cebini tıka basa doldururken halkımızı açlığa mahkum etmeye devam ediyor. Geçen dört yılda İBB iktidarın baskılarına karşı en üst seviyede direncin simgesi oldu. Saraçhane hukuksuz seçim iptaline ve içi boş ahmak davasına karşı güçlü demokrasi meydanına dönüştü. Biz yılmadan ve asla vazgeçmeden yüksek iradeyle çalışmaya devam ettik. İstanbullulara hizmet ettik.

"İSTANBUL'U KAZANAN TÜRKİYE'Yİ KAZANIR, BU SÖZÜ ÖNEMSİYORUM"

* Şunu açıkça ifade etmeliyimki mayıs seçimlerinden sonra iktidarın muhalefeti topyekun tasfiye çalışmalarına en güçlü karşı duruş başta İBB olmak üzere ülkemizin metropollerinde gerçekleşecek. 31 Mart 2024 mahalli seçimlerinde tüm vatandaşlarımızı demokrasimizi yeniden yeşertmek için şehirlerimize sahip çıkmak için beraber yol yürümeye davet ediyorum.

* İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır. Ben bu sözü çok önemsiyorum. Yerel seçimlerde İstanbul'u kazanmak büyük siyasi başarıdır. İstanbul'u kazanan belediye başkanı dünyanın en önemli şehrine hizmet etme onuruna ulaşır. O kişi milletin takdirini kazanırsa bu başarı onu ulusal ve uluslararası siyasette önemli yere ulaştırır. Ben İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır sözünü seçim galibiyeti olarak algılamıyorum sadece.

* Türkiyemizde gerçek toplumsal barış ancak Cumhuriyetimizin asli amacını yani yurttaşların hiçbir ayrım gözetmeksizin ülkelerinin şehirlerinin, sularının dağlarının tarihi mirasının eşit hissedarı olduğu zaman gerçekleşecek. İstanbul'un sorunlarını çözmek Türkiye'nin sorunlarını çözmektir. Kuşkusuz İstanbul uzun süre ihmal edilmiş, devasa sorunlarla iç içe bir şehirdir. Şehrimizde tahammülü imkansız hale gelen bir nüfus yoğunlaşması vardır. Özellikle iktidarın teşvik ettiği sığınmacı ve mülteci akını, güvenlikten konut krizine kadar kentimizi boğmaktadır. Resmen insanlarımız bundan en derin haliyle yüksek bir şikayet içindedir.

"KENDİMİ İSTANBUL İLE MÜHÜRLÜ KABUL EDİYORUM"

* Hayat pahalılığı toplumsal düzeni tehdit eder hale geldi. Vatandaşın yoksulluğu hızlandı ve derinleşti. İşte tüm bunlardan dolayıdır ki Mayıs 2024'te yapılacak yerel seçimler tam da bu fütursuzluğa dur deme seçimi olacaktır. İstanbul'un bu devasa sorunlarını çözmek, aynı zamanda Türkiye'nin sorunlarının nasıl çözüleceğinin de sınav yeridir. Tam da bu nedenle benim anladığım şekliyle 'İstanbul'u kazanmak Türkiye'yi kazanmak'tır. İstanbul ve Türkiye'nin kaderi mühürlüdür. Ben de kendimi İstanbul ile mühürlü kabul ediyorum.

* İstanbul'da oluşturduğumuz yeni yönetimde vatandaşlarımıza daha mutlu Türkiye olma ihtimalini burada kanıtlıyoruz. Bu şehre ihanet ederek hepimizin ortak evini gri beton yığınına çeviren, rantçı, yoksullaştırıcı yönetime bu büyük milletin mecbur olmadığını gösteriyoruz. * Bizi çeşitli mecralardan izleyen vatandaşlarımın tam da burada özenle kulak kabartmasını rica ediyorum: Ben hayatım boyunca bir koltuğa değil bir misyona aday oldum. Bugün bu misyon Türkiye'nin yeni bir siyaset ve yeni bir yönetim anlayışına kavuşturulması misyonudur. Bu topraklarda cesur bir demokrasinin, adaletin, bölgemize ve dünyaya ilham kaynağı olacak özgürlüklerin, hukukun üstünlüğünün ve güçlü bir devletin yeniden tesisi öncelikli hedefimdir.

'LİDERLİK' VURGUSU

* Vatandaşın hayat kalitesi için yerelden neşet eden kapsayıcı, adil ve paylaşımcı bir kalkınma; insanlarımızın hayat güvenliğinin sağlanması için çevre krizi ve depreme karşı ödünsüz ve etkin önlemler; gelecek nesiller için gerçek bir refah toplumu ve yaratıcı-girişimci bir teknoloji hamlesi siyasal vizyonumuzun ana kolonlarıdır. Bu hedefler doğrultusunda güçlü ama demokratik, aktif ama denetlenen, cesur ama şeffaf bir liderlik anlayışının altını çiziyorum.

* Zira biliyorum ki, cesur demokrasi; cesur bir toplum ve cesur liderlerle mümkün olabilir. Ben hayatımın hiçbir döneminde siyaseti sadece siyasal partilerden ibaret görmedim. Siyasi partiler demokratik hayatın vazgeçilmez ve önemli organlarıdır. Ama gücünü yerelden alan bir yönetici olarak siyaseti hep toplumla omuz omuza yapılan dönüştürücü bir eylem olarak anladım. O nedenle geçmişte olduğu gibi bundan sonraki yolculukta da benim yol arkadaşlarım gençler ve kadınlardır. Emekçiler ve güvencesizlerdir. Emekliler ve yaşlılardır. Engelliler ve keşfedilmeyi bekleyen girişimci ve yaratıcı zihinlerdir.

"KOLTUĞA DEĞİL, MİSYONA ADAY OLDUM"

* Hayatım boyunca bir koltuğa değil sürekli olarak bir misyona aday oldum. Bugün bu misyon Türkiye'nin yeni yönetim anlayışına kavuşmasıdır. Hukuk üstünlüğünün ve güçlü devletin yeniden tesisi öncelikli hedefimdir. * İBB'yi hep birlikte korumalıyız. İBB'yi bu iktidarın eline geçmesinin maliyetini farketmeliyiz. İBB'yi gayri hukuki yoldan elde etmek için denediler ve denemeye devam edecekler. Ama hep birlikte engelledik başaramadılar. İstanbul'u hep birlikte kazanmak için bir araya devam etmeliyiz. Aramızdaki tartışmaları bırakıp bu sürece odaklanmalıyız. Partiler ötesi İstanbul ittifakını kurmak için elimden geleni yapacağım. Muhalefet partilerinin bu şuurla hareket edeceğine yürekten inanıyorum.

"SEÇİM MAĞLUBİYETİNDEN DOLAYI ÖZÜR DİLİYORUM"

* Bu süreçte özellike CHP'li yol arkadaşlarıma seslenmek istiyorum. Değerli yol arkadaşlarım Mayıs 2023 seçiminde yaşadığımız hayal kırıklığı beni çok derinden üzmüştür. Ben bunu birçok vesile ile dile getirdim. Halkımızından bu seçim mağlubiyetinden dolayı özür diliyorum.

* Bu hayal kırıklığının nedenlerinden biri de yenilginin sorumluluğunu üstlenme ve gerçekle yüzleşme konusunda gerekli duyarlılığın gösterilmemesidir. 28 Mayıs gecesinden başlayarak ortaya konan tavır partililerimizi ve seçmenlerimizi anlamak kaygısından çok uzaktır. Benim dünyamda asla umutsuzluğa yer yoktur.

"SÖZÜMÜ TUTMAYA DEVAM EDECEĞİM"

* İstanbul dünyanın merkezlerinden biridir. Üç İmparatorluğun başkentliğini yapmış, mukaddes bir şehirdir. Ecdadımız bize büyük bir kültürel ve doğal miras bırakmıştır. İstanbul'a hizmet dünyaya hizmettir. İstanbul'a ihanet E-Dİ-LE-MEZ! Çünkü bu sadece Türkiye'ye değil, insanlığa ihanet olur. Ben Büyükşehir Belediye başkanı olduğumda tüm halkımıza bu mukaddes şehrin en başarılı belediye başkanı olacağıma söz verdim. Bu sözü tutmaya devam edeceğim.

* Sözlerime son verirken şunu ifade etmek istiyorum: Şehrimizin yağmalanmasına, adaletsizlik ve çevre katliamına karşı İstanbul'u bir kez daha savunmak için yola çıkıyorum. Dört sene boyunca olduğu gibi, 16 milyona eşit hizmet götürmek için yola çıkıyorum.

* Yoksulluğu söküp atan refah içinde bir şehir oluşturmak için yola çıkıyorum; Katılımı ve ortaklaşan aklı merkeze almak İÇİN, dünyanın tüm teknolojik yeniliklerine ve gelişimine EVSAHİBİ OLMAK İÇİN YOLA ÇIKIYORUM. * Bu anlayışla 2019’DA OLDUĞU GİBİ, CUMHURIYET HALK PARTİLİ YOL ARKADAŞLARIMLA, FARKLI PARTİLERE GÖNÜL VEREN İSTANBULLULARLA, kentine sahip çıkan, oyuna sahip çıkan İSTANBUL GÖNÜLLÜLERİYLE TEKRAR İSTANBUL İTTİFAKINI KURMAYA GELİYORUM. SORU-CEVAP: "DEĞİŞİM TEMENNİLERİMİ 4 KEZ GENEL BAŞKAN'A İLETTİM" Ekrem İmamoğlu açıklamalarının ardından gazetecilerin sorusunu yanıtladı. Değişim ve dönüşüm sürecine dair taleplerini dört kez Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na ilettiğini dile getiren İmamoğlu, "Değişim ve dönüşüm sürecinde temennilerim vardır. Bu temennilerimi dört kez sayın Genel Başkanımıza ilettim. Tekrar ifade edeyim bunu. Ben hala Genel Başkanı'n değişim ve dönüşüm sürecinin liderliğini yaparak partimizin tüm kadrolarıyla yenilenmesiyle geleceğe coşkulu şekilde ulaşmasını sağlayıcı bir süreci hazırlaması gerektiğini düşünüyorum. Bu talebimi tekrar ileteyim" diye konuştu.

"KOLTUK ÜZERİNDEN BİR TARTIŞMANIN PARÇASI OLMAM"

İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Genel Başkanıma değişimin zaruri olduğunu söylerken kendimle ilgili hiçbir şart koymadan süreci ifade ettim. Bu süreci koordine edebilirim, en önde koşabilirim dediğimi ve sonra da benim sakın ha genel başkanlık şartım olmaz, olamaz, bunu ifade ettiğimi söyledim. Beni benden dinleyiniz ki makam üzerinden tayinim ve bir tarifim olmamıştır. Koltuk üzerinden bir tartışmanın parçası olmadım, olmam. 2019'da da olmadığımı partim de bilir bunu en yakın bilenlerden birisi kıymetli Genel Başkanımdır."

KURULTAY'DA ÖZEL'İ DESTEKLEYECEK Mİ?

İmamoğlu, "Kurultay'da kimi destekleyeceksiniz? Adayınız Özgür Özel mi olacak?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: * En üst düzeyde mücadelemi vereceğimi söyledim. Bugünden varsayımlar üzerinden konuşmayı doğru bulmuyorum. CHP'nin kurultay tarihi belli değildir. Süreç olgunlaşacaktır. Şu anda kongreler sürüyor. Özellikle başta İstanbul'da kongrelerin nasıl bir dönüşüm içerisinde olduğunu gözlemliyorum. Bu kritik evrede yaptığım açıklamanın ne kadar sorumluluk bilincinde olduğunun da altını çizeyim. Dönüşüm sürecinde temennilerim vardır. Bunları kendi isteğim ve talebimle dört kez Sayın Genel Başkanımıza ilettim. Ben hala Sayın Genel Başkanın değişim ve dönüşüm sürecinin liderliğini yaparak partimizin tüm kadrolarıyla yenilenmesiyle süreci hazırlaması gerektiğini düşünüyorum. CHP'nin tarihini bilen, geçmişi tertemiz evlatları vardır. Bunlardan ismi geçtiği için söylüyorum birisi Özgür Özel'dir. Bunlar zaman içerisinde konuşulur.

* 120 gündür Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul'a adaylığı konusundaki tartışmalar vesilesiyle yapılan açıklamaların doğru olmadığını ifade ediyorum. Siyasi tahmin ve içerik üretenleri saygıyla karşılıyorum. Sanki bir konuşma olmuş gibi bunu yayan insanların bakış açısını hayretle izliyorum. Lütfen beni benden izleyin. Sayın Genel Başkanımla 4 kez yaptığım buluşmada bir değişim ve dönüşüm sürecinin zaruri olduğunu ifade ederken kendimle ilgili hiçbir şart koşmadım. Sakın ha Genel Başkanlık gibi bir şartım olamaz. Partinin kurulları, kongreleri vardır. Ekrem İmamoğlu İstanbul'da kalmalı, İstanbul'a ne olacak gibi konuşmalar olsa da benim makam üzerinden ne bir tayinim ne bir tarifim asla olmamıştır. Benim misyonum ülkenin geleceği misyonudur.

DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜMÜN İÇİNDE NELER VAR?

İmamoğlu, genel seçimlerin ardından başlattığı 'değişim' çağrısının içeriğini de şu sözlerle açıkladı: "Varsayımlarla bugünden konuşmanın doğru olmadığını ifade edeyim. Bugün Sayın Genel Başkanımızın kurultayda aday olup olmadığını bile bilmiyoruz. Genel Başkanımızla tabii ki farklı vesilelerle görüşüyoruz. Görüşüyoruz ve elbette mesajlaşıyoruz da. Mesajlarımız belediyemizin işleyişi üzerine olmuştur. Siyasi zeminde benimle bir irtibatı olmamıştır. Değişim ve dönüşüm meselesi bir kişinin dilinden ve zihninden çıkacak bir içerik olmaz, olamaz. Açtığımız web sitesine 200 binin üzerinde mail geldi. Partimizin değişim ve dönüşümü en kapsamlı şekilde şekillenecektir. Gelişime açık olmalıdır, inovatif olmalıdır, kapsayıcı olmalıdır. Yeni gelen fikirleri de içine katabilmelidir. Benim de fikirlerim var, katıyorum. Zaman zaman kamuoyuyla da paylaşıyorum." İmamoğlu, "2019'da başta İYİ Parti olmak üzere o günden bugüne dört buçuk yıllık faaliyetlerimizde ittifak yaptığımız partiler veya siyasi gruplarla gerçekten ittifak ahlakına yakışan 16 milyon insanına en özenli şekilde hizmet etme bilinci ittifak şuruunun en örnek noktalarından biri olduğumuzu ifade etmek isterim" diye konuştu.

"ADAYIM DEMEDİM YOLA ÇIKIYORUM DEDİM"

İmamoğlu, 'Adaylığınızı ilan ettiniz diyebilir miyiz?' sorusuna karşılık "İstanbul'u bir kez daha savunmak için yola çıkıyorum dedim. 2019'da olduğu gibi İstanbullular ile tekrar İstanbul ittifakını kurmaya geliyorum dedim. Adayım demedim yola çıkıyorum dedim. Yola çıktığımı ifade ediyorum ama 'adayım' demek siyasi olarak doğru değil. Bunun usulleri vardır. Uzlaşma benim kültürümde olan bir şey. Ama yanlışla uzlaşmam doğru ile uzlaşırım" yanıtını verdi.

YARKADAŞ'IN İDDİASINA YALANLAMA

İmamoğlu'na, gazeteci Barış Yarkadaş'ın gündem olan iddiası da soruldu. Yarkadaş, Kılıçdaroğlu'nun İmamoğlu'na 'İstanbul'daki 14 ilçemizi 25'e çıkar, belediye meclisini de al, İBB seçimini bir daha al, sonra aday ol' dediğini öne sürmüştü. İmamoğlu, Barış Yarkadaş'ın bu iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirtti. Ekrem İmamoğlu, gazeteci Zafer Arapkirli'nin yönelttiği soruya "Genel başkanımızla böyle bir mesajlaşmamız olmadı. Çok saygı ve sevgi çerçevesinde mesajlaşmalarımız oldu. Bu bağlamda böyle bir mesajlaşmamız yoktur. Tabii kaynağınızın güvenilirliğini ve doğruluğunu nasıl test ettiniz bilmiyorum ama böyle bir mesajlaşmanın olmadığının altını çizeyim" yanıtını verdi.

"2024'TE RAKİBİMİN KİM OLDUĞUNU BİLİYORUM"

Ekrem İmamoğlu, "İttifak süreci şu anda dağılmış durumda, yerelde kurulacak ittifakta ana aktör siz olacaksınız? Büyük bir risk üstlenmiyor musunuz? Aday olup kaybederseniz, geleceğe dair siyasi tehlike altına girmeyecek misiniz? HDP'yle ilişkileri kendiniz yerelde ya da İYİ Parti'yle kuruyor musunuz, temasta mısınız?" sorusuna ise şu yanıtları verdi: * Risk almadan başarı olmaz. 2019'daki siyasal riski dönüp o gün de hafızalarınızı lütfen tazeleyin aslında bugünle kıyaslanmayacak ölçüde bir riski aldığımı hepiniz görürsünüz. Ben geleceğe dönük tasarımlara bakarken, düşüncelerimin nereye evrileceğine yönelik motivasyonla hareket ederim. Ben başarılı olduğumuzda özel ve güzel bir İstanbul'u var edeceğimizi, çok farklı, çağdaş, 21. yüzyılın bütün unsurlarıyla Türkiye'yi var edeceğimizi görüyorum. Ben kişisel olarak nerede olmalıyım sorusu asla yok. Ama evet risk alıyorum. Çok cesur bir kararın var olması gerektiğini de biliyorum. 2024'te rakibimin kim olduğunu da biliyorum. Bu yolculuğa çıkarken kararlılığımın altını çiziyorum tekrar.

* Toplumun her kesimiyle diyalogdayım. En yüksek oya sahip gruplardan birisi olan bugünkü iktidar partisinin oy grubu benim en fazla oy hedefi koyacağım kitle. Başta çocuklarının gençlerinin kalbini kazanmaya yönelik politikalarım devam edecek. Benim esas hedefim toplumsal ittifak sürecidir. Ardından partilerin ittifakı da bütünleşerek gelecektir. * Değişim ve dönüşümü destekleyen sonuçlar çıkıyor. CHP'li yol arkadaşlarıma çok samimi seslendim. Şunu ifade ediyorum. Seçim kaybetmekle başarı elde edilemeyeceğini düşünüyorum. İkinci parti olmakla mutlu olamayacaklarına inanıyorum, ben mutlu olamam. Küçük iktidarlarla mutlu olmayan bir CHP örgütü olmak, üye sayımızı artırmak istiyorsak farklı bir döneme, mimariye en güçlü şekilde ihtiyacımız var.