Galatasaray'daki futbolculuk günleri dakkında konuşan Necati Ateş, "Biz taşta, toprakta nasıl goller denedik? En güzel golüm attığım rövaşata golü değildi. Taşın üzerinde denerdim, toprakta denerdim. Her zaman söylerim. Kaptanlık pazubandının olması gerekmiyor. Ben her zaman lider bir kişiliktim. Halen eski arkadaşlarımla ilişkilerim çok iyi bu. Bu da ondan kaynaklanıyor" dedi.
Tahir Karapınar'la Altay'da kurduğu ilişkiye değinen Necati Ateş, "Altay'da çok büyük isimlerle oynadım. Tarih ağabey mesela çocukluğumu çok iyi anlardı. Arabayla beni alır antrenmana götürür, getirirdi. Bir ağabey, baba gibi dinlerdi beni. Şimdi Fenerbahçe'de Tahir Karapınar altyapı koordinatörlüğü yapıyor. Yeri çok farklıdır benim için" açıklamasını yaptı.Galatasaray'ın Altay'ı 6-1 mağlup ettiği müsabakada Fatih Terim'le aralarında geçen konuşmayı anlatan Necati Ateş, "18'e daha yeni girecektim. Çocuktum. Galatasaray efsanelerine karşı oynadık. Altay grubumuz var. Onlardan daha halen kopmadım. İzmir'e gider maçlar izleriz. Tahir abi, Orhan abi... Birçoğuyla halen birlikteyiz. Buradaki çocuk oyuna girecek. Fatih Terim'in önünden geçtim. Hocayla göz göze geldim. Elini sırtıma attı ve 'Başarılar oğlum' dedi. Hocanın önünden geçerken ayaklarım titremişti" ifadelerini kullandı.
Fatih Terim'le ilişkilerini değerlendiren Necati Ateş, "Fatih Terim bana her zaman inandı ve güvendi. İnsanlığıma, yeteneğime, adamlığıma güvendi. Hocam ne derse Necati onu yapar. Her zaman yanında olur. Hiçbir zaman elini benden çekmedi. Ben de hiçbir zaman hocamdan elimi çekmem. Fatih Terim bir baba gibidir. Öz babam nasılsa, Terim de aynı değerdedir" dedi.
Adana'ya transfer olmadan önce büyük takımların kendisini dile getiren efsane isim, "Adana'ya gitmeden önce de Süper Lig takımları beni istedi. Ben 1 yıl daha oynayıp daha hazır gitmek istedim. Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor istedi. Tabi Fatih Terim istedikten sonra bütün kapıları kapatıyorsun" açıklamasını yaptı.
Galatasaray'ın Türkiye'nin en büyük kulübü olduğunun altını çizen Necati Ateş, "Galatasaray'ın başarısı Avrupa'daki ismindendir, UEFA Kupası'ndandır, Süper Kupa'dandır, şampiyonluk kupasını en fazla kazanan takım olmasındandır. Bana göre, Galatasaray açık ara Türkiye'nin en büyük kulübüdür. Real Madrid, gelmiş geçmiş en büyük kulüptür. Bu, ligdeki başarılarından dolayı değildir. 13 tane Şampiyonlar Ligi kupası olduğundandır" açıklamasını yaptı.
Galatasaray'da forma giydiği dönemde Kadıköy'de kazandıkları kupa hakkında konuşan Necati Ateş şu ifadeleri kullandı:
"Fenerbahçe'ye gol atmak Fenerbahçe'nin büyüklüğünden dolayı değerli oluyor. Kazandığın kupa da değerli oluyor. Başarılarımın çoğunda Fenerbahçe var. Kadıköy'deki şampiyonluk bana göre Süper Kupa ve UEFA Kupası'ndan sonra Galatasaray tarihindeki en değerli şampiyonluktur."
Galatasaray'dan ayrıldığı dönemde Fatih Terim'le konuşmasını aktaran Necati Ateş, "Kader bizi Galatasaray ile bir yerde birleştiriyor. Bir noktada ayrılık benim isteğimle oldu. Hocam buradan bir önceki ayrılığım ağlayarak oldu. O kadar çok seviliyorum ki... Çok büyük katkı verdim. 'İnsanların gözünde bu kadar iyi durumdayken gitmek istiyorum' dedim. 32-33 yaşındasın. Yeni oyuncular gelecekti. Hocam bırakmak istemedi. Ben bir daha gittim yanına. O sevginin karşılığını hep görüyorum. O şampiyonluk hep konuşuldu. En çok sevildiğim anlarda gitmek, ayrılmak benim aldığım bir karardı. Hocam gitmemi hiç istemedi. 'Sen bu oyuncuları oynatacaksın' dedi. Aldığım karar doğruydu" dedi.
Fenerbahçe camiasının Galatasaray'ın Kadıköy'de kupa kaldırması nedeniyle sitem ettiğini belirten Necati Ateş, "Eski balkonumuzu hatırlıyorum. Bu şampiyonluk, UEFA Kupası ve Süper Kupa'dan sonraki en değerli kupa. Kadıköy'de gidip kupa kaldırmak herkese nasip olmaz. Çok iyi bir kadromuz vardı. Çok rahattım. 9 puan öndeydik. Böldüler, biçtiler, bir şeyler oldu. Benim hiçbir kaygım olmadı. Kendimize güveniyorduk. Nando, Ujfalusi, Selçuk, Melo, Necati, Emre, Eboue, Riera... Oynayan oynamayan herkes öyleydi. Kadıköy'de kaybetmeyeceğimizden emindim. O kupayı oradan almadan geri dönmeyeceğimizi söyledik. Yakalamışız artık. Orayı anlatsak film olur. O gün bize sitem ettiler. Fenerbahçe bunu yakalasa ne yapardı? Kimsenin sitem etmeye hakkı yok. Onlar da bizi bu şekilde yakalamış olsalardı aynı şekilde alırlardı. Başka yerlere yansıttılar. Futbol, çimde oynanan bir oyun. Taraftarla oynanan bir oyun. Kaç saat olursa olsun o kupayı oradan alırdık. Fenerbahçe büyük bir camia ve bu yüzden o kupanın değeri önemi anlaşılıyor" diye konuştu.
Galatasaray'da Fatih Terim'in ayrılık sürecini değerlendiren Necati Ateş, "Orada 5.5 yıldır birlikte çalıştık. Başka bir mevzu. Bizim orada ayrılmamıza yol açacak ve onun yolunu hazırlayan mevzu. Bir teknik direktörle yolunu ayırmak istiyorsan ilk dokunacağın kişi yardımcıları olur. Niyet kötüydü. Sonunda da ne olduğunu gördük. Bir önceki sene 1 golle şampiyonluğu kaybettik. O zaman yine biz oradaydık. Yeterlilik kapsamını belirleyecek tek adam orada Fatih Terim'di. Keşke Fatih hocanın yarısı kadar olabilsem. Hocamdan çok şey öğrendim. Hala öğreniyorum. Her gün öğreniyorum" dedi.
Hasan Şaş'la ilgili konuşan Necati Ateş, "Hasan Şaş ile çok iyi anlaştım. Ayhan ve Ergün ağabey ile çok iyi anlaşırdım. Sonra Selçuk ve Elmander ile çok iyi anlaşırdım. Çok özel oyuncularla oynadım. Altan Aksoy ile çok iyi anlaşırdım, Hayati Köse var. Antalya'da Orhan Ak, Yalçın Ayhan... İsmini sayamadığım birçok oyuncu var. Galatasaray bizi çok başka noktaya götürdü. Eskiden acele ederdim. Galatasaray'da daha farklı olduk. Daha iyi oyuncularla oynamak sizi başka bir seviyeye çıkarıyor" dedi.
Kadıköy'ün yapımında Aziz Yıldırım'ın büyük emeği olduğunu belirten Necati Ateş, "Aziz Yıldırım o stadın yapılmasında büyük emek gösterdi. Bir tribünü bir yere, bir tribünü başka yere yaptırıyordu. Şehrin göbeğinde ve eski yerinde oldu. Ben isterdim ki Ali Sami Yen'in olduğu yere bir stat çıkabilmesi. Bazı şartlar onu getirmedi" açıklamasını yaptı.
Galatasaray'da kadro dışı kaldığı süreci anlatan Necati Ateş, "İçeriğine çok girmek istemiyorum. Yöneticiler değişti, bir şeyler oldu. Özhan Canaydın rahatsızdı. Sıkıntılarımız vardı aile arasında. Kadro dışı kaldım. Benim de hatalarım vardır. Çok net bir insanım. İnsanların duymak istemediği şeyler oldu. Yöneticilerle frekansımız tutmamıştı ve maalesef ayrılmak zorunda kalmıştım. Bir oyuncu sahiptir formaya. Gelir rica edersin. 'Necati, 10 numara benim için çok özel. Ben giyebilir miyim?' dese ben zaten veririm. Samimi söylüyorum. Ben 35 giydim, 25 giydim. Döndüm, 77 giydim. Numaranın özelliği yok, içindeki adam özel. 77 de özdeşleşmişti benle. Bir formayı benden zorla almak! Türk futbolcusun ve zorla alınıyor. Özhan Canaydın, '10 numaralı sen hak ediyorsun. Sen giyeceksin' diyerek vermişti" dedi.