Türkiye özellikle coğrafi konumu nedeniyle önemli bir güneş enerjisi potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlasına (GEPA) göre, ortalama yıllık toplam güneşlenme süresi 2.741 saat. Haziran 2022 sonu itibarıyla ise güneş enerjisine dayalı elektrik kurulu gücü 8 bin 479 megavat, toplam kurulu güç içerisindeki oranı ise yüzde 8.35 olarak açıklandı. Türkiye’de bulunan binaların yaklaşık yüzde 87’sinin konut nitelikli olduğu belirtilirken, bu binaların çatı ve cephelerine önümüzdeki yıllarda büyük miktarlarda güneş enerjisi yatırımlarının yapılabileceği öngörülüyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’nin 2021 yılı sonu itibarıyla toplum elektrik kurulu gücü 99 bin 820 megavata ulaşırken, kurulu güç içinde termik santrallerin kapasitesi bir önceki yıla göre 117 megavat azaldı. 2021’de rüzgâr enerjisi kapasitesi de 10 bin 607 megavata yükselirken, güneş enerjisi kapasitesi de 7 bin 815 megavata ulaştı. Bakanlığın verilerine göre, Haziran 2022 sonu itibarıyla rüzgâr enerjisine dayalı elektrik kurulu gücü 10 bin 976 megavata ulaşırken toplam kurulu güç içerisindeki oranı yüzde 10.81 oldu.Savaşta arz güvenliğinin önemi arttı
Geçtiğimiz aylarda yayınlanan SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, ‘Yeşil Yeni Düzen Bağlamında Türkiye’de Enerji Dönüşümünün Finansmanı’ raporunda, Kovid-19 salgınının dünya çapında, ‘İkiz Dönüşüm (yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm) yatırımlarını hızlandırdığının altı çiziliyor.
Rapora göre, enerji dönüşümü özelinde, Kovid-19 salgınına ek olarak, Rusya-Ukrayna savaşının sonuçları, Avrupa başta olmak üzere birçok ülke için enerji arz güvenliğinin önemini artırırken bu durum birbirinden farklı çözümleri de gündeme getiriyor.
Avrupa mutabakatıAyrıca Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın bir dayanak olarak güçlenmesiyle, Türkiye için yeşil dönüşüme ve yeşil finansmana yönelik strateji ve politika gelişimi öncelik kazanıyor. Rapora göre küresel ölçekte enerji dönüşümü için 2050 yılına kadar 110 trilyon dolar yatırım ihtiyacı var. Söz konusu yatırımın yüzde 50’sinden fazlasının 2021-2030 döneminde yapılması gerekiyor.
Türkiye’nin ise karbon emisyon artışını durdurabilmek için ihtiyaç duyduğu yatırım miktarının 135 milyar dolar olduğu kaydediliyor.