Duymadığımız Sesler Nelerdir? Kulağımıza Zarar Verir mi? Çok yüksek seslerin kulağımıza zarar verebileceğini hepimiz biliriz. Zaten böylesi bir sese maruz kaldığımızda, doğal kaçınma davranışları sergileriz: Uzaklaşma, ellerimizle kulaklarımızı kapatma vb. Peki acaba işitme aralığımızın dışında kaldığı için kaçamadığımız “sessiz sesler”in kulağımızı nasıl etkilediğini merak ediyor musunuz?

Duyamadığımız Sesler

Sokak köpeklerinden korkan bir arkadaşım, onları kendisinden uzaklaştırabilmek için bir köpek kovma düdüğü taşımaya başlamıştı. Düdüğü çaldığında, biz hiçbir ses duyamıyorduk ama köpekler kaçışıyordu. Köpekleri böylesine etkileyen sesi işitememek ilginç gelmişti ancak konu ile ilgili konuşurken daha da ilginç bir soru ortaya atıldı: Duyabildiğimiz aşırı yüksek sesler, kulağımıza zarar verdiğine göre; frekansı çok yüksek olduğu için duyamadığımız seslerin de kulağımıza zarar vermesi gerekmez mi?

Veriler

Bu soru, internetin yaşamlarımıza henüz böylesine girmemiş olduğu bir dönemde ortaya atıldığından, konuyu araştıramamış aramızda tartışmakla yetinmiştik. Ancak internet yaygınlaşınca anladım ki sorunumuz yapılan araştırmaların verilerine ulaşamamak değil, alanın araştırma yapılmaya yeterince müsait olmamasıymış.

İlginç Bulgular

Az sayıda araştırma yapılmış olsa da bu araştırmalardan ilginç bulgular elde edilmiştir. Bu makalede; insan kulağının duyma mekanizması, işitme kaybına yol açan bazı hasarların nasıl oluştuğu ve duyamadığımız frekansların kulağımıza zarar verip vermeyeceği ile ilgili bulgular özetlenmiştir.

İşitme Mekanizmamız

Nasıl gözlerimiz sadece belli dalga boylarını görebilirse kulaklarımız da belli frekans aralığındaki sesleri işitebilir. Sağlıklı genç bir insanın kulağı 20Hz-20.000Hz arasındaki ses dalgalarını işitebilir. Bu aralıktaki bir ses dalgası önce kulak yolumuza girer, bu yolda ilerler ve ardından kulak zarına çarpar. Çarpmanın yarattığı titreşimler, orta kulaktaki küçük kemikleri titreştirince dalganın etkisi koklea (salyangoz)’ya ulaşır.

Kimyasal Sinyaller

Koklea’da titreşimlerin neden olduğu kimyasal sinyalleri toplayıp, beyne iletme görevini yerine getiren tüy hücreleri vardır. İşitme, anlık ve sürekli gerçekleşen bir olay olmasına rağmen son derece karmaşık ve hassas bir süreçtir. Tüy hücrelerimiz, çok yüksek seslere maruz kaldığında hasar görebilir. Bu hücrelerimiz duyma aralığımızdaki frekanslara ayarlıdır. Eğer bu yapılar, bükülür ya da kırılırsa geri dönüşü mümkün olmayan bir şekilde duyma aralığımız daralır. Bilhassa yüksek frekansları algılamak için kullanılan kıllar çok hassastır ve zarar görmeye meyillidir. Bu yüzden bazı insanlar, daha yüksek perdedeki sesleri duyamazlar. Bu hücreler büküldükçe, hasar gördükçe veya kırıldıkça işlevini yerine getirebilmek için daha yüksek sese ihtiyaç duyarlar.

Tüy Hücreler Zarar Gördüğünde Ne Yapmalıyız?

Genel olarak inanların işitme aralığının 20-20.000Hz olduğu söylense de orta yaşların sonlarında bu aralık 150-10.000Hz’e geriler. Bir de üstelik bu yapılar, zarar gördüklerinde kokleadaki tüy hücreler, içlerinde depoladıkları radikal oksitleri serbest bırakırlar. Bu radikal oksitler, civardaki diğer hücrelere zarar vererek travmanın etkisinin yani hasarın artmasına yol açarlar. Serbest radikal oksitlerin temizlenme süreci günlerce devam eder. Bir hasar oluşması durumunda, d-metiyonin veya betain gibi antioksidan takviyeler almak, sistemdeki temizleyici radikallerin konsantrasyonunu artıracağı için muhtemel hasarın büyüme potansiyelini azaltır.

Duyamadığımız Sesler

Duyma aralığının üst sınırında kalan sesler gibi alt sınırındaki sesler de kulağımıza zarar verir. Ancak bu açıklama, yazımızın başında sorduğumuz soruyu yanıtlamaz. Çünkü esas sorumuz, duyma aralığı dışındaki seslerin kulağımızı nasıl etkilediğidir.

Duyma Kapasitemiz

Duyma kapasitemizin ötesindeki seslere nadiren de olsa maruz kalabiliriz. Örneğin: İnsan kulağının algılayamadığı jet motorunun ürettiği düşük frekanslı titreşimler; fillerin uzak mesafelerle iletişim kurmak için ürettiği sesler ya da köpek kovma düdüklerinin sesleri.

Çok Düşük Frekanslı Sesler

Çok düşük frekanslı seslere maruz bırakıldığımızda kulağımızın normal çalışması geçici olarak bozulabilir. Bu konuda yapılmış çok fazla araştırma olmasa da şaşırtıcı sonuçlar elde etmiş araştırmalar vardır. Almanya’da yapılan bir çalışmada, ses geçirmez odalardaki katılımcılar, 90 saniye boyunca 30Hz sese maruz bırakılmış ve ardından spontan otoakustik emisyonları ölçülmüştür. Spontan otoakustik emisyon, iç kulağımız tarafından üretilen bir sestir. Kısaca OAE olarak anılır. Yeni doğan bebeklere yapılan işitme testlerinin temeli bu sese dayanır.

Ölçüm Yüksek Hassasiyet

Ölçüm, yüksek hassasiyetli mikrofonlarla yapılır. Sağlıklı bir kulak söz konusu olduğunda bu ses sabittir. Ancak 90 saniye boyunca 30Hz sese maruz kalan deneklerin OAE ölçümlerinde dalgalanmalar görülmüştür. Bu sonuç duyma aralığının dışında kalan daha düşük frekanslı seslerin kokleaya zarar verme ihtimalinin varlığına işaret eder. Bu dalgalanma, bir hasarın oluştuğunu göstermez fakat kokleanın savunmasız kaldığı gösterir. Bununla birlikte, kulaktaki timpanik (sesi yansıtan) zarın, aşırı düşük ve yüksek frekanstaki sesleri filtrelediği de düşünülmektedir. Bu doğruysa duyamadığımız sesler asla kokleaya ulaşamayacağından bir hasara neden olması da mümkün değildir.

Potansiyel Hasarlar

Özetle, potansiyel hasarların belirlenmesini sağlayacak deneyleri, potansiyel riskler nedeni ile yapamadığımız için “sessiz sesler”in etkilerine henüz tam olarak vakıf değiliz. Ancak gündelik yaşamlarımızda bu seslere pek de maruz kalmayız. Yani sessiz seslerle ilgili endişelenmemize pek de gerek yoktur.

"Sessiz Sesler"

Bununla birlikte öncelikle “sessiz sesler”in zararsız olduğunu kanıtlayan yeterli bilimsel bulguya sahip olmadığımızdan ve bunu deneyen birini şahsen gördüğüm için köpek kovma düdüğünü kulağınızın dibinde çalıştırmamanızı tavsiye ederim.

Duymadığımız Sesler Nelerdir, Kulağımıza Zarar Verir mi, duyamadığımız sesler kulağımıza nasıl zarar verir, işitme mekanizması nedir, tüy hücreler nelerdir, duyma kapasitemiz nasıl etkiler, sessiz sesler nelerdir, ölçüm yüksek hassasiyet nedir, hangi sesleri insanlar duyamaz, işitemediğimiz sesler nelerdir, düşük frekanslı sesleri neden duyamayız, işitme mekanizmamız nasıl çalışır