Bakan Soylu'dan Fatih Altaylı'nın skandal kelamlarına cevap!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Gölbaşı Vilayetler Konutu'nda düzenlenen "Göç Şurası Toplantısı"na katıldı. Programın açılışında Göç Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 18 Aralık Memleketler arası Göçmenler Günü kutlama görüntüsü yayınlandı.

Dünyanın ivedilikle daha düzgün bir yer haline gelmesi için yeni bir hayal kurması gerektiğini tabir eden Soylu, daha yeterli ve daha adil bir geleceğin cazibesinin, hayatta kalma uğraşına boyun eğdiğini söyledi.

Bir vakitler, insan hakları beyannamesi ile övünen bir medeniyetin, bugün kendisi dışındaki bütün toplumları, kullanıp, atılabilir bedelsiz varlıklar olarak gördüğünü belirten Soylu, tarihi bir gerçeklik olan göçmenliğin ırkçı fikirlerin esiri olan 21. yüzyıl Avrupası'nda, artık toplumsal bir tehdit olarak görüldüğünü kaydetti.

 

Düne kadar insan hakları hassasiyetiyle övünen gelişmiş toplumlarda göçmenlerin, akıl almaz zulümlerle karşı karşıya kaldığını anlatan Soylu, "Ölüm, kaygı ve güvensizliği kullanan emperyalizm, seçkinler ve öbürleri formunda iki modüllü bir dünya kurguluyor." dedi.

Türkiye'nin göçe kaynaklık eden neredeyse tüm coğrafyalara komşu olduğunu hatırlatan Soylu, hudut komşusu olmanın ötesinde, bu bölgelerle ağır bir tarihi, kültürel ve dini bağ bulunduğunu, önemli akrabalık alakaları olduğunu söyledi.

Soylu, "Bir Fransız'ın askeri mezarlığında bir Halepli Fransız asker yoktur lakin bizim Çanakkale şehitliğimizde Şamlı, Halepli evlatlar, tıpkı siperde şehit düştükleri Anadolu evlatlarıyla koyun koyuna yatar." diye konuştu.

Soylu, şunları kaydetti:

"Bu bölgedeki istikrarsızlığın, bizim için bir güvenlik sorunu olduğu; ülkemizin terörden çektiği acılar; uyuşturucu ticareti ve kaçakçılıktan uğradığımız zararın büyüklüğü; esasen huzurunuzda izaha muhtaç değildir. Göç, dünya tarihi boyunca vardır fakat, göç aldığı için batmış, mahvolmuş yoksullaşmış bir ülke örneği dünyada yoktur. Tersine; bugün ne yazık ki ırkçılığın pençesindeki Avrupa'nın ikinci dünya savaşı sonrasındaki gelişimi, bir kısmı da Türk personellerinin alın teri olan göçmen iş gücü sayesindedir.

Beşerler göçerken, gittikleri yere elbette kimi meseleler getirebilirler, ahenk zahmetleri yaşanabilir, lakin bunu bir felaket üzere göstermek, bunun üzerinden toplumsal bir çatışma üretmeye çalışmak yahut buna yer hazırlayan telaffuzlar üretmek, o insanları yaftalamak; içlerinde sanatçı, hekim, emekçi, zanaatkar, anne, çocuk, yaşlı olan insanları, sadece deri renginden, sadece milliyetinden ya da sadece lisanından ötürü 'bizi esir almaya gelmiş asker' diye yaftalamak, ne vicdanlara sığar ne çağdaş insanın tarifine sığar ne de medeniyet kodlarımıza sığar. Bu, en temiz tabiriyle faşişt ve kibirli bir anlayıştır. Dünyayı yalnızca unsur üzerinden tanımlayan ve ona esir olanlar uygunluk, merhamet, insanlık ve Allah'ın adaletini hesap edemezler."

TÜRKİYE'DEKİ SURİYELİLER

Konuşmasında, Türkiye'de bulunan Suriyeliler ile ilgili tenkitlere de karşılık veren Soylu, kimi çevrelerin bu milletin insanlığını, kültürünü inancını ve pahalarını küçümsemek üzere bir alışkanlığı olduğunu belirttti. Soylu, "Üzüldüğüm şudur; birileri yaşlandıkça, televizyon kameralarını gördükçe, İstanbul’un cafcaflı hayatının büyüsüne kapıldıkça, gündem olma cazibesine kapıldıkça, annelerinin onlara tembihlerini, söylediklerini ve öğütlediklerini unutuyor." diye konuştu.

18 Aralık'ın 2000 yılından itibaren "Uluslararası Göçmenler Günü" olarak kabul edildiğini hatırlatan Soylu, BM tarafından atılmış güzel niyetli bu adımın ne yazık ki bugün bir ironinin sembolü haline geldiğini söyledi.

TÜRK MİLLETİYLE GURUR DUYUYORUM

Soylu, Türk milletinin feraseti, inancı, maneviyatı, kültürü ve Anadolu medeniyetinden, ayrıyeten Avrupa'nın tersine, sahip olduğu güçlü liderliğinden kaynaklanan motivasyonuyla, göç idaresinde 21. yüzyılın insanlık ismine yüz akı olmayı başardığını belirtti.

Nobel mükafatını verenlerin, insanlık tarihi ismine Türk milletinin yaptıklarını görmezden gelerek, kendi insanlıklarını zedelediklerini söz eden Soylu, Türk milletiyle gurur duyduğunu söyledi.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının, tüm gündemi değiştirdiği üzere global göç üzerinde de tesirli olduğunu belirten Soylu, "2019 yılında yakalanan sistemsiz göçmen sayısı 454 bin 662 idi. 2020 için de 500 binin altına inmez diye daima birlikte kestirim ediyorduk. Fakat kovid sebebiyle bu sayı şu ana kadar 113 bin 865 oldu." bilgisini verdi.

Göç sıkıntısının, hala ciddiyetini ve sürekliğini koruduğunu anlatan Soylu, bunu Frontex'in, Ege'deki hukuk dışı ve zalimce geri itmelerinden anladıklarını söyledi.

21. yüzyılda medeniyetin turnusol kağıdının göç problemi olduğunu tabir eden Soylu konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Göçün külfetleri var mı, elbette ki var. Gerek toplum gerekse bireyler üzerindeki oluşacak problemleri bertaraf ederek, göçü yararlı hale getirecek anahtar ise ahenk ve entegrasyondur. Bu sebeple bir müddettir bu faaliyetlere tartı verilmiştir.

2018 Kasım-2020 Şubat periyodu boyunca yabancıların ağır olduğu 25 vilayette, toplam 26 ahenk buluşması gerçekleştirilmiş, bu buluşmalarda 9 bin 500 yabancıya ve konut sahibi toplum üyesine yönelik bilgilendirme çalışmaları yapılmıştır.

'Biz bize sohbetler' aktiflikleri kapsamında ise bugüne kadar 15 vilayette yürütülen faaliyetlerde 5 bin 600 şahsa, yapılan 26 mahalle buluşmasıyla da 6 bin 700 bireyle temasa geçilmiştir. Yabancılarla sıkça bağlantıya geçen müftülük ve vilayet ulusal eğitim müdürlüğü çalışanına yönelik olarak toplumsal ahenk çalıştayları, 15 farklı vilayette 16 adet gerçekleştirilmiş, bu çalıştaylar aracılığıyla da 5 bin 800 bireye ulaşmıştır."

Türk ve yabancı toplumdan bayanların ortak problemlerine yönelik bilgilendirme yapılması ve tekrar iki toplumdan bayanların birlikte ömür kültürü geliştirmelerine katkı sağlanması hedefiyle 1250 kişilik iştirakle "Yerelde Bayan Buluşmaları" yapıldığını anlatan Soylu, 2019 ve 2020'de başlayan ve Türkiye'deki yabancılar, kanaat liderleri, mesken sahibi toplum üyesi, kamu işçisi ve STK mensubu kümelerin iştirakiyle toplumsal ahenk alanında toplam 108 aktiflik düzenlendiğine işaret etti.

TÜRKİYE, GÖÇÜ YÖNETMEYİ TERCİH ETTİ

Türkiye'nin uygar bir ülke olarak, göçle uğraş etmek yerine göçü yönetmeyi tercih ettiğini vurgulayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Çünkü insanlık tarihi göçle başladı ve göçle de devam edecektir. Göçü kabullenen ve hakikat yöneten ülkeler çıkarlı çıkacaktır. Deve kuşu misali başını kuma gömenlerin ise bu hakikati idrak ettiklerinde, uğradıkları ziyanı telafi etmeleri, neredeyse imkansız olacaktır." diye konuştu.

Türkiye'nin bu kapsamda gerçek yolda olduğunu söyleyen Soylu, hiçbir fitne ve kaygı tohumuna prestij etmeden yoluna devam edeceğinivurguladı.

Toplantı, Bakan Soylu'nun konuşmasının akabinde basına kapalı devam etti.

ALTAYLI NE DEMİŞTİ?

Fatih Altaylı Habertürk ekranlarında Suriyeliler için,  "Türkiye'yi Suriye'ye savaşsız kaybettik. 4 milyon askerle gelip Türkiye'yi esir almış üzere görünüyorlar. Meclis kürsüsünden bağırmakla olmuyor bu işler" tabirlerini kullanmıştı.