Türk Sinema Tarihine ve Yıldızlarına Damgasını Vuran Kıymetli Direktör: Ertem Eğilmez

18 Şubat 1929'da Trabzon'da dünyaya geldi Eğilmez, liseye kadarsa Konya'da okudu. Akabinde o periyot birçok insanın yaptığı üzere okumaya İstanbul'a geldi, İktisat Fakültesi'nden mezun oldu ve uzun bir mühlet esnaflık yaptı.

Askerden döndükten sonra bir periyot Arif Bolat kitabevinde çalıştı Eğilmez, daha sonra 1954 yılında Refik Erduran ile birlikte Çağlayan Yayınevi'ni kurdu. Birebir yıl bir yandan da Haldun Sel ile “Tef” isimli bir mizah mecmuasını çıkarıyordu usta direktör. Yetenek insanın içinde olunca… İlerleyen periyotlarda hazırladığı mizah içerikli cep kitapları büyük ilgi gördü. Lakin sonra batınca bugün hala çok sevdiğimiz o oyunu ülkemize getirdi: 'Langırt'ı… Evet Ertem Eğilmez Türkiye'ye birinci langırt makinesini getiren kişidir!

Akabinde, 1964'te Nahit Ataman ile birlikte “Arzu Film” şirketini kurdu ve “Fatoş'un Fendi Tayfur'u Yendi” isimli sinemayla direktörlük serüveni başladı.

Çektiği onlarca güldürü sineması ortasında evvelce “Senede Bir Gün” (1965), “Nilgün”, “İngiliz Kemal” (1968) ve “Küçük Hanımefendi” (1970) üzere birçok romanı sinemaya aktardı.

Münir Özkul, Adile Naşit, Kemal Sunal, İlyas Salman, Halit Akçatepe, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Şener Şen ve Ayşen Gruda üzere oyuncuların Türk sinemasında varlık göstermesine öncülük eden Ertem Eğilmez, 1975 yılında Rıfat Ilgaz'ın kaleme aldığı “Hababam Sınıfı” romanını beyaz perdeye aktardı.

Sevgi ve hürmetle…

1981 yılında ise Hababam Sınıfı'nı müzikal tiyatro oyunu haline de getirdi. Beşerler onun yaptığı sinemaları o kadar çok sevdi ki, ortaya unutulamayan ve yıllardır birebir sevgiyle bağlandığımız bir başyapıt çıkmış oldu.

Bu sayede her vakit başarılı da oldu. 1980-1981 döneminde “Kanlı Nigar” isimli müzikli oyunu sahneledi Hababam Sınıfı serüveni akabinde.

Tahminen de onun sayesinde birçok ünlü oyuncu tanıdık, Kemal Sunal, Ayşen Gruda, Halit Akçatepe, Zeki Alasya ve daha birçok mükemmel usta…

İnsan bazen geçmiş keşke hiç geçmeseydi diye düşünüyor. Tekrar de onları tanıyabildiğimiz, izleyebildiğimiz ve ucundan da olsa hayatlarına tanıklık edebildiğimiz için kendimizi şanslı hissetmeliyiz. 

Işıklar içinde uyu Ertem Eğilmez.