Trabzon Araklı’da Sel Felaketi: 7 Kişi Hayatını Kaybetti

Trabzon Araklı'daki sel felaketinde hayatını kaybedenlerin sayısının 7'ye yükseldiği açıklandı. Bölgede 3 kayıp vatandaşın arama çalışmaları ise devam ediyor.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli Trabzon Araklı’daki sel felaketine ait eldeki son bilgileri açıkladı. Pakdemirli açıklamasında meyyit sayısının 7’ye yükseldiğini duyururken selden 8 köyün etkilendiğini bildirdi. En son cansız vücudu bulunan 2 kişinin kimliği tespit edilmeye çalışılıyor. Pakdemirli, bölgede ufak yağışların bile heyelanları tetikleyebileceğini belirterek bölge halkını uyardı. Bölgede 3 kayıp vatandaşın arama çalışmaları ise devam ediyor.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, sel ve heyelan bölgesinde incelemelerde bulundu. İki bakan bölgedeki çalışmalara ait gruplardan bilgi aldı. Bakanlar Soylu ve Pakdemirli'ye, incelemelerde AFAD Lideri Mehmet Güllüoğlu ile başka ilgililer eşlik etti.

Soylu, 4 kullanılmakta olan, 3 de yarı kullanılan lakin içinde kimsenin bulunmadığı bina olmak üzere toplam 7 binayı selin yerinden sökerek götürdüğünü fakat temellerinin kaldığını anlatarak, “İş makineleri, ağır iş makineleriyle arama kurtarma çalışmaları sabah başladı tekrar zira arazi ve alanı taradı arkadaşlar, taramaya hala devam ediyorlar. 280 arama kurtarma takımımız jandarmadan AFAD'a kadar, AKUT'a kadar arama kurtarma takımları şu anda bu hatta uzunluklu boyunca aramaları devam ettiriyorlar” dedi.

Hasar tespit çalışmalarının sürdüğünü belirten Soylu, gerekli önlemlerin alındığını söyledi.

Trabzon'un Araklı ilçesinde meydana gelen selde, helikopterle kurtarılanlar yaşadıkları kaygı dolu anları anlattı.

Mahallede daha evvel de sel ve heyelan yaşandığını anlatan Halim Köse, “Mahallede bu 6'ıncı yıkım. Daha evvel gelindi, lakin bir tedbir alınamadı. Bu türlü can mı verilmesi gerekiyordu? Bakkalcı arkadaşımız yok, öteki arkadaşlarımız yok, herkes gitti. Olay anında ben evdeydim. Buraya güya bir bomba düştü. O orta bakkaldaki amcamın oğluna telefon ettim ve 'çocuklar okulu temizliyorlar, okuldan onları alıp kaçın. Çok büyük bir gürültü var, dere geliyor' dedim. Bana yalnızca 'tamam, çıkıyoruz' dedi o an telefon gitti. Sonra binanın yıkıldığını gördüm. Güya tsunami oldu. AFAD'ı, Jandarmayı aradık, 'geliyorlar' diyorlar, lakin kimse o an gelemedi. Çocuklar okuldan kaçmışlar. Birinin kolu kesik. Arkadaşı onu sırtında 1 kilometre üst çıkarıyor. Vatandaş perişan lakin kederini kimseye anlatamıyorsun. Tedbir alınmalı. Burada hiç önlem alınmadı” dedi.

Havva Cevahir ise, “Teyzemin eşi Mehmet Cevahir kayboldu. Oğlum kurtuldu. Oğlum Hasan Cevahir 17 yaşında. Okulda gitti, muhtarın ailesini aldı. Sonra yol bilmeyenlere yol gösterdi. Yürek etti, daha sonra bir daha okula girip okuldan iki çocuk çıkarmış. Bize 'helikopter gelsin alsın sizi, çıkın' dediler lakin çıkmadık. Dedik ki burada kalalım, ne olur ne olmaz. İki meskenin ailesi bir meskende kaldık. Uyumadık, meskende kalanları yedik ve sabahladık” diye konuştu.

Sele şahit olan İdris Köse de (64) “Dere çevreyi tahrip etti. Bu türlü bir afet görmedik. Heyelanlar oldu, o anlara şahit oldum. Çok korktuk. Binalar yıkıldı, yollar çöktü. Belediye ve DSİ görevlilerini su aldı götürdü. Tanıdıklarımız sele kapıldı, gitti” formunda konuştu.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) eski öğretim üyesi, Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Trabzon'un Araklı ilçesinde yaşanan sel afetine ait değerlendirmelerde bulundu. İklim değişiklikleri nedeni ile Doğu Karadeniz Bölgesi'nin daha çok ısındığını ve bu ısınmanın ani yağışlara neden olduğunu belirten Bektaş, “Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmaların ortak sonucuna bakıldığı vakit Karadeniz’in global ısınmaya bağlı olarak daima ısındığını görüyoruz. Bilhassa Doğu Karadeniz Bölgesi, Batı Karadeniz Bölgesine oranla daha çok ısınıyor. 40 yıllık Karadeniz’in haziran ayında yani sel felaketini yaşadığımız bu ayda su sıcaklığı geçen yıl 19 dereceydi, artık ise 26 derece. Kıyaslama yapacak olursak Doğu Akdeniz ile Doğu Karadeniz’in su sıcaklığı tıpkı durumda. Isınan su yükselerek atmosferde dengesizliğe neden olmakta ve kıyı kenarlarında yağışlara sebebiyet vermektedir. Bilimsel çalışmalar bunu ortaya koymaktadır” dedi.

Bektaş, “Elbette orada HES'le ilgili bir durumda var. Ama temel neden doğal olaydır. Yani HES borusunu patlatan sel felaketidir. HES borusunun patlaması şu anki mevcut duruma tabi ki olumsuz tesir etti. Ağaçları kökünden söküp getiren yağmur sel elbette buradaki boruyu patlatacak. Öbür HES’ler de olsa onları da patlatacaktı. Bizim bilhassa dereleri ıslah etmemiz lazım. Dere kenarlarına yerleşim bina kurmamamız lazım. Bölgemizde maalesef vatandaşın dere içerisine yapmış olduğu bina mühürlendikten sonra belirli bir bedeli ödenince mührü açtırılıp inşaatına devam ettiriliyor. Caydırıcı kanunların yapılması ve dere yataklarının temizlenmesi şart” diye konuştu.