Eğer birileriyle baş edebilmek için aşağıdaki başlıkları aklınızda tutarsanız onlarla beraber çalışmaktan öte onlardan fayda bile sağlayabilirsiniz. Sevmemeye devam edebilirsiniz. Sevmediğiniz kişilerle nasıl başa çıkarsınız, sevmediğiniz kişilerle başa çıkmanın yolları, sevmediğiniz kişiler, tahammül etmek, başa çıkmak
Hayatınız boyunca tanıştığınız herkesi sevmek zorunda değilsiniz. Herkesi sevmemeniz ne sizi kötü biri yapar ne de onları çok kötü insanlar yapar. Bunu hatırlamak sizi ilk olarak rahatlatacaktır.
Bundan sonra yapmanız gereken şey ise herkesin her zaman sadece sevdiği kişilerle çalışması gibi bir durumun olmayacağıdır. Bir özelliğini sevmediğiniz ama işini yapan biriyle çalışmak zorundaysanız o kişiyi sadece “iş” olarak görüp onun diğer yönlerini yargılamaksızın çalışmaya odaklanmalısınız.
Sizi zorlayan bir kişi duygularınızı zorlayacaktır sizi sinirlendirecektir ama her zaman bu gibi durumlarda duygularınıza yeni düşemezsiniz. Sizi duygusal olarak zorladığınızı bildiğiniz anlarda sahte bir gülümseme veya bir baş sallamasıyla durumdan sıyrılın. Etkileşime geçmek zorunda bile değilsiniz. Sadece o anda, içinde bulunduğunuz zorlu ruh halinden kurtulmak için duygularınızı yönlendirin.
“Poker face” olmayı öğrenin. Her durumda sakin ve ortama uyumlu kalmak, o kişileri desteklediğiniz anlamına gelmez. Bu nedenle poker face olmayı öğrenmelisiniz. Kişilere karşı yumuşak olabilirsiniz ve böylece onların sinirlendiren yönleri sizi etkilemez. Konular üzerinde ise “iş” odaklı düşünerek ciddiyetinizi korumuş olursunuz.
Çoğu zaman kişilerin bir olaya karşı verdikleri tepkiler kendileriyle ilgilidir. Tepki size gibi görünse de pek öyle değildir. Eğer sizi kışkırtacağını düşündüğünüz biri varsa o kişiye karşı taktik geliştirerek verdiği tepkiyi bir ping-pong oyununa dönüşmeden söndürmenin yollarını bulabilirsiniz. Bu da vereceğiniz cevapları detaylı seçerek mümkün olabilir.
Her zaman da sessiz kalmanız gerekmez. Karşınızdaki sinir bozucu kişi çok net akıl dışı şeylerden söz ediyorsa ve gerçekliğin tamamen dışına çıkmışsa duygularınızı karıştırmadan rasyonel bir şekilde olaya yaklaşabilir ve onu diplomatik olarak altedebilirsiniz.
Evet, artık belirli şeyleri aşmayı başardınız fakat karşınızdaki olağan sinir bozuculuğunu sürdürüyorsa artık açık sözlü olmanın zamanı gelmiştir. “Sen ….. yaptıkça ben ….. hissediyorum.” tadında duygularınızı net olarak paylaşın ve sizi neyin rahatsız ettiğini söyleyin. Belki de çözüm, ona sorunun net olarak ne olduğunu söylemektir.
Tabi siz kendinizi ifade ettiğinizde karşı taraftan gelebilecek cevaplara da hazırlıklı olun. Şanslıysanız neler yaparak çözümleyebileceğiniz bile bulabilirsiniz.
Bazı zamanlar iyi niyet ve sakin kalmak çözüm olmayabiliyor. Harcadığınız emek, yaptığınız fedakarlıklar size kazandırmasından daha azını kazandırıyorsa belki de hiç uğraşmaya değmez ve önceden savaşmayı, muhattap olmamayı seçebilirsiniz.
Eğer size faydası, zararından fazla oluyorsa o zaman uğraşmaya değebilir.
Toksik bir insanın tek başına sizin mutluluğunuzu kontrol etmesine, hayat sevincinizi elinizden almasına müsade etmeyin. Yaptıklarınızı başkalarına kabul ettirmekle zaman harcamayın bu durum onların sizinle ilgili olumsuz şeyler söylemesine de fırsat verir. Sadece değer verdiğiniz kişilere karşı bu kadar açık olun.
Eğer birinde bir şeyden hoşlanmıyorsanız, bu belki de sizin kendi içinizde mücadele ettiğiniz bir şeydir. Bu nedenle durup bir dakika düşünün. Kendi duygularınız üzerinde tam kontrole sahip olursanız karşılaştırma ve başkalarını yorumlama konusunu da bir kenara atmış olursunuz.
Sürekli aynı ortamda bulunmak zorunda olduğunuz o sevilmeyen kişiyi görmezden gelemezsiniz. Evet, bunu biliyorum. Ama en azından ona tahammül etmeyi öğrenmelisiniz. Bu tahammülü sadece o kişiyi düşünerek değil, hayatınızda sürekli olarak karşılaşacağınız problemlere ve can sıkıcı durumlara karşı gösterilecek dayanma gücü olarak düşünmelisiniz. Sonuçta sorunlarla yüzleşmek yerine onlardan kaçmayı alışkanlık haline getirirseniz, hayatınızın hiçbir alanında başarılı olamazsınız. Öte yandan unutmayın ki siz de dört dörtlük bir insan değilsiniz. Ama insanlar size tolerans göstermek için hala çaba harcıyorlar.
Sevmediğiniz birini gördüğünüz zaman tüylerinizin diken diken olduğunu hissetseniz bile, yine de ona karşı kibar olmaya çalışmalısınız. Yani bir anlamda rol yeteneğinizi konuşturmanız gerekiyor. Sonuçta taş devrinde yaşamıyoruz, değil mi? Birini sevmeseniz bile ona karşı saygılı olmayı öğrenmelisiniz. Diğer taraftan karşınızdaki kişiye karşı aldığınız tavırlar, söylediğiniz sözcükler, hatta ve hatta cümle içindeki vurgulamalarınızla ona karşı kaba olduğunuzu hissettirirseniz; durum sizin için çok daha can sıkıcı olacaktır. Çünkü karşı taraftan alacağınız tepki de tıpkı sizinki gibi kaba olacak ve zaten sevmediğiniz bir kişinin size böyle davranması neticesinde küplere bineceksiniz. O yüzden siz iyisi mi efendiliğinizi koruyun ve kibar olmaya devam edin.
Siz sanıyor musunuz ki milyonlarca dolarlık iş anlaşmaları yapan ortaklar birbirlerinden çok hoşlanıyor? Aynı sınıfta olan öğrencilerin hepsi birbirini seviyor? Ne yazık ki hayat bu kadar toz pembe değil. Öte yandan hayat öyle yüzyıllar sürecek kadar uzun da değil. Yani sorunları gözünüzde ne kadar çok büyütseniz de ya da ne kadar tiye alsanız da taş çatlasın 90 sene yaşayacaksınız. Uzun lafın kısası, hayat bu kadar kısayken hayatınızdaki üçüncü şahıslar için canınızı sıkmaktan vazgeçin. İnanın bana buna değmezler! Sevmediğiniz kişilerle nasıl başa çıkarsınız, sevmediğiniz kişilerle başa çıkmanın yolları, sevmediğiniz kişiler, tahammül etmek, başa çıkmak