Uzun bir maraton, belki 5, belki 8, belki 10 sene sonra. Her şey inanarak başlıyor. Şu an uzak görülebilir. Ama inana inana neler yapıldığını Türk toplumu biliyor. Bunu romantik bir söylem olarak nitelendirmeyin. Samimi olarak söylüyorum. Galatasaray o kadar zorluğa rağmen hem UEFA'yı hem Süper Kupa'yı almış. Örnek bir takım. Başka takımların şampiyon olması, Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi şampiyon olabilmesi için 6'ncı lig olmak lazım diye başladık. Bunun için de hakem hatalarında biz konuşmayalım, gerekli incelemeleri yaptırıp, bağımsız görüşlere inceletip, pozisyonları muhatabımıza aktaralım dedik. Fakat her maçta hakemleri de yenmek zorunda kalmak, artık sıradanlaştı bizim için. Bu maçta da hangi takım olursa olsun, hiç kimsenin sarı kart demeyeceği yaklaşık 5, 6 gün önce federasyonun Salı günkü toplantısında denilen şey, ikinci sarı kartın tam bir sarı kart olması lazım. Hakemin yakın olmasına rağmen bu karar… En az 8, 9 tane daha konu vardı. Üst üste gelmesi, bundan birkaç gün önce rakip takımlardan bir tanesinin çok net bir hareket olması rağmen görülmeyen bir olay var. 10'da biri etmeyen bir pozisyonda kırmızı kart gösterilmesi. Her zaman iyi niyetli olmanın karşılığının bu olmaması lazım. Ses çıkarmak, bağırıp çağırmak kolay. Onların sonucunda olanları görüp, doğru davranmaya devam edince olanların sonucunu görünce bu işe dur diyeceğiz. Bunu buradan net bir şekilde ifade ediyorum. Her zaman iyilik kazanacak. Sorumluluklarını yerine getirmeyenlerin sonuçlarına katlanması gerekiyor. Sadece bizler değil, tüm futbol ailesinin takipçisi olması gerekiyor. Sadece bize yapılırken değil, başkalarına yapılırken de takipçisi olunacak. Muhataplarımızla, federasyon yetkilileriyle gerekli görüşmeleri yapıyoruz. Bugün de net bir şekilde yaptık. Şunu tekrar edeyim, biz dışarda her zaman Galatasaray üslubuna yakışan, Galatasaray değerlerine yakışan şekilde olacağız.
10 kişi kaldıktan sonra maçı farklı da kazanabilirdik, farklı da kaybedebilirdik. Hiçbirisi önemli değil. Ondan sonraki pozisyonlara bakılmasının önemi yok. Hata varsa niyet sorgulanmaz, kasıt varsa niyet sorgulanır. Niyetlerin sorgulanmasını bekliyoruz. Bu kasıtlar sadece bize değil, yeni seçilmiş federasyonun yönetimine de yapılmak isteniyor. Bunun da altını çizmek istiyorum. Yürütülen bu doğru sistem, kendimizin uyguladığı aslında çok doğru. Yoksa Türk futbolunun gelişmesi için bütün paydaşlara destek olmak gerekiyor. Bundan sonra da böyle şeyler olduğu müddetçe çıkan gereken şeyleri söyleyeceğiz. Kimsenin ne bize ne başka takımlara zarar vermesini kabul etmiyoruz. Devre arasında ilettik, bundan sonra randevu alıp yine teker teker ileteceğiz. Aslan gibi mücadele ettik. Sadece 10 kişi kalmak değil. Penaltılar var. Kastedenlerin hepsinin niyetinin sorgulanması gerekiyor. Bu bir şekilde son bulacak. Son bulana kadar her platformda mücadelemize devam edeceğiz" ifadelerini kullandı
"AMACIMIZ BU DÜZENİN BÖYLE SÜRMEMESİ İÇİN DESTEK OLMAK"Türkiye'de futbolun gelişmesi için tüm paydaşların destek olması gerektiğine dikkat çeken Timur, "Herkesin alıştığı hak savunma yöntemleri var. Ne kadar etkili tartışılır. Kızıp, bağırdığınız zaman taraftar tarafından sahipleniliyorsunuz ama neticede ne kadar etkilidir, tartışılacağına inanıyorum. Bizim her masada olacağızdan kastımız en ufak uzatma dahil, kalecinin topu elinde tutması dahil her zerreyi tespit ediyoruz. Şu an anlatmakla gideceğiz. Eğer bu böyle devam edersek yayınlayarak, kamuoyunun her şeyi bilmeye hakkı var. Ama amacımız bu düzenin böyle sürmemesi için destek olmak. Tüm paydaşların destek olması gerekir. Biz bugüne kadar sabrettik, sabrımızın sonucunda farklı şeyler gördüğümüz için evet konuşacağız. Her masada olma deyiminin hakkını yerine getiriyoruz. Avrupa'da takımlarımızı görüyoruz. Yıllardır Türk futbolunun geldiği yeri görüyoruz. Galatasaray bu ülkeye birçok branşı getirmiş, değerli bir camia. Galatasaray'ın sorumluluğu, vizyonu yabancı takımları yenmek. Futbolu o aşamaya taşımak için, sadece kendi taraftarımıza hoş görüşmenin yapacak düzeyde değiliz. Galatasaray hep daha büyük düşünmüştür" şeklinde konuştu.
"TRANSFERLER ÇARŞAMBA VE PERŞEMBE GÜNÜ TÜRKİYE'YE GELECEK"
Transferlerin Çarşamba ve Perşembe günü Türkiye'ye geleceğini belirten Erden Timur, "Transferle ilgili bir şey diyemeyeceğim. Birkaç gün içinde hepsi gelmiş olacak. 1 ay önce kampta sizlerle konuştuktan sonra herhangi bir açıklama yapmadım. Ağustos'un son 3, 4 ve Eylül'ün ilk haftasında bu iş bitecek demiştim. Rakiplerimizden yaklaşık 3 ay transfere geç başladık. Transfer başladığı gün, transfer başlamıyor. Önce başlıyor. Finansal olarak bir gerçeklik var. Biz yöneticiler olarak, başkan olarak ne kadar para koyarsanız koyun FFP diye bir şey var. Yöneticilerin koyduğu paralar, FFP kapsamında gelir olarak kabul edilmiyor. Sadece geçen seneden bu yana UEFA gelirimiz, Galatasaray token gelirimiz ve kurda yaşanan düşüşten dolayı hem yayın hem de sponsorluklardaki kur düşüşü sonrasında 52 milyon Euro gibi bir gelir azlığı var. Bu yüzden çok iyi futbolcular almak zorundayız. Biz 5 büyük ligden teklif alan, orta ve üst takımlardan teklif alan, yanılmayacağımız nitelikte oyuncular almamız lazım. Çünkü, geçen sene zor bir sezon geçirdik. Takımın büyük kısmın revize etmemiz gerekiyor. Bunu FFP çerçevesinde yapmamız gerekiyor. Eylül'ün ilk haftasını bekledik. Hem de o liglerde oynamak isteyen oyuncuların, teklif alamaması ya da bekledikleri maaş düzeyini bulamayacaklar. Yarından itibaren transferler, Çarşamba ve Perşembe günü ülkemize gelmiş olacak" diye konuştu.