Dünyada cinler var mıdır? Cin diye varlık var mıdır?

Yayınlama: 25.12.2020
68
A+
A-

Cin, sözlükte “örtülü ve gizli varlık, görünmeyen şey” anlamındadır. İnsanın duyu organlarıyla idrak edilemeyen bu varlıkların mahiyetleri konusunda fazla bir bilgimiz bulunmamaktadır. Cinlerin varlığı ve mahiyetlerine dair bilgiler ancak vahiy yoluyla bilinir.

dünyada cinler var mıdır cin diye varlık var mıdır
Dünyada cinler var mıdır, Cin diye varlık var mıdır, cinler var mıdır, cin şeytan farkı, cin çarpması var mıdır, cin çarpması nedir, cinler görülmeyen varlıklardır

“Cin Suresinde cinlerden bahsediliyor”

Kur’an-ı Kerim’de cinlerin alevli/dumansız, yalın ateşten yaratıldıkları zikredilir (Bk. Hicr, 15/27; Rahmân, 55/15). Ayrıca Kur’an’da “Cin sûresi” adıyla bir sûre mevcut olup, daha birçok âyette ve sahih hadislerde cinlerden bahsedilmektedir. Bu bakımdan cinlerin varlığı gerçek olup her müminin buna inanması gerekir.

Cinler Görünmeyen Varlıklardır

Cinler görünmeyen bir boyutta oldukları için onların yaşayış tarzı, insanlarla ilişkileri gibi konularda vahyin bildirdiği dışında kesin yargılarda bulunmak mümkün değildir. Öte yandan cinler “mutlak gaybı” da bilemezler. Zira mutlak gaybın bilgisi sadece Allah’a aittir. Bu konuda Yüce Allah şöyle buyurur: “Süleyman’ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun ölümünü onlara ancak değneğini yemekte olan bir kurtçuk gösterdi. Süleyman’ın cesedi yıkılınca cinler anladılar ki, eğer gaybı bilmiş olsalardı aşağılayıcı azap içinde kalmamış olacaklardı.” (Sebe’, 34/14)
Zâriyât Sûresinin 56. âyetinde ise, cinlerin de insanlar gibi Allah’ı bilip ona ibadet etmekle sorumlu oldukları belirtilmiştir.

Cinlerle İlgili Geniş Bilgiler Verilmekte

Kuran’da cinlerle ilgili verilen geniş bilgilendirmeler vardır. Hicr Suresi 27.Ayetinde cinlerin “dumansız ateşten” yaratıldıkları, Kehf Suresi 50. Ayetinden de “Cinlerin yiyip içtikleri, Erkeklik ve dişilikleri olduğu üredikleri, doğum olayı ile çoğaldıkları ve aynen insanlar gibi sonunda öldükleri anlatılır.” Bu ayetlere göre dünyada yaşayan ve cin diye bilinen ruhani varlıklar vardır ve halen de bu ruhani varlıklar, dünyanın bir değişik boyutunda yaşamlarını sürdürmektedirler. 

İnsanlar Yanlış Bilgileniyor

Ancak, insanlarımızın bu konularda yanlış bilgilendirildiğini görüyoruz. Mesela cinlerin her türlü kaybı bileceği, cinlerin çağrılabileceği, cinlerin banyolarında, mutfaklarında insanlarla birlikte yaşadıkları gibi konularda, bazı kaynaklarca yanlış bilgilerin verildiği görülmektedir. Kanaatimce  bütün bunların düzeltilmesi gerekir. Çünkü insanların doğruyu bilmeleri hakkıdır. O bakımdan düzeltilmelidir diyoruz. Acizane bizim yapmak istediğimiz de budur. Tabi düzeltmenin başka ifade ile doğru bilgilendirmenin kaynağı elbette ki Kuran ve Hadisler olacaktır.
Bugün cinlerle ilgili böyle bir konu seçmemizin sebebi de, bu konularda Kuran ve Hadislerin ne dediğinin anlatılması ve böylece Kuran ve Hadis yolunun gösterilmesi olacaktır. İnşallah verdiğimiz bilgilerle faydalı oluruz.

KURAN’A GÖRE CİNLERİN  YARATILIŞ AMACI NEDİR?  

Kuran’a baktığımızda, cinlerin yaratılış bakımından, insanlardan çok farklı olmadıkları görülür. Bu durumu Kuran’ı Kerim’den öğreniyoruz. Zariyat Suresinin 56.Ayeti’nde, “Ben cinleri ve insanları beni tanısınlar, bana kulluk etsinler diye yarattım” buyurması, cinlerin insanlardan farklı bir yaşam içinde olmadıklarını, belli sorumluluklarının olduğunu göstermektedir. İslam alimlerinin görüşü de bu yöndedir. İslam uleması içinde, cinlere peygamberler gönderildiğini söyleyenler bile vardır. Bu görüşte olanlar, Enam Suresi 130. ayetini de delilleri olarak gösterirler. Bu ayette, Ahirete intikal edip de cehenneme düşen insan ve cin topluluklarına C. Allah’ın, “Ey insan ve cin topluluğu! İçinizden size ayetlerimizi anlatan ve bugünle karşılaşacağınıza dair uyaran elçiler gelmedi mi?” Buyrmasını, delilleri sayarlar. Bazı din adamları da, peygamberimizin onların da peygamberi olduğunu söylerler. 

Cennet ve Cehennemin Var Olduğunu Göstermekte

Bütün bunlar, cinlerin de insanlar gibi olduğunu, toplum halinde yaşadıklarının ve aynen insanlar gibi belli bir görevle dünyaya gönderildiklerini ve bir imtihan içinde olduklarını, Ahrette de sorguya çekileceklerini, onlar için de cennet ve cehennemin var olduğunu göstermektedir.

Ahrette Onlar da Hesaptan Geçecek

Kısacası, onlar da insan gibi yaşayan ama ruhani yapıda olan ve dünyaya imtihan için gönderilmiş olan varlılardır. Ahrette onlar da hesaptan geçecektir. Bu dünyadan göç ettikleri zaman, yani kıyamete intikal ettiklerinde, onlar da hesap vereceklerdir. Cennet, cehennem cinler için de söz konusudur.

CİNLER DÜNYADA YAŞAYAN RUHANİ VARLIKLARDIR

Cinler nerede yaşar diye araştırdığımız da bütün İslam âlimlerin 14 asır evvelki âlimlerin görüşlerini paylaştıklarını görürüz. O âlimler diyorlar ki, cinler şeytanlar pis yerlerde barınır. Çöplüklerde, hamamlarda, küllüklerde, pis tuvalet ve pis banyolarda ve benzeri yerlerde ikamet ederler. Eski ulemanın hemen hemen hepsinin görüşü budur. Bunları söylüyorlar ama bu söylem doğru olamaz. Çünkü devamlı kaldıkları yer, dünyanın ikinci boyutudur. O pis yerlere insanlara  zarar vermek için uğramış olabilirler. Uğramış olmaları doğrudur ama devamlı banyolarda tuvaletlerde insanlarla beraber yaşamaları doğru olamaz.

  Necati Arabacı ile Sedat Peker ilişkisi, neyi oluyor?

“Cinler, Şeytanlar ve Yandaşları Sizi Görür ve Seyrederler”

Kuran-ı Kerim’de “Cinler, şeytanlar ve yandaşları, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görür ve seyrederler” (Araf-27) buyrulduğuna  göre bu ayetten şunu anlarız. Cinler, bizim göremeyeceğimiz yerden, ama bizi seyredecekleri bir yerde yaşamaktadırlar. Demek ki dünyanın diğer bir boyutunda, yerin hemen üzerindeki atmosfer boyutunda yaşıyor olabilirler. Çünkü Kuran’da “Sizin onları göremeyeceğiniz yerden onlar sizi seyrederler” buyruluyor. Böyle olunca cinlerin, dünyanın insanları seyredebilecek bir boyutunda, yaşamaları gerekir.

İNSANLARIN ARASINDA DA DOLAŞIYOLAR

Öyle olmasa cinlerin insanları görmesi herhalde mümkün olamaz. Yine Kuran-ı Kerim’den anlaşıldığına göre insanların arasında da dolaşıyorlar. Yeryüzüne de iniyorlar. Ama cinler devamlı olarak insanların evinde yatağında banyosunda yaşayamaz. Çünkü onlar da aileler halinde yaşıyorlar.
Ayrıca, cinler insanlardan üstün bir varlık da değildir. Bir kısmı insanlara secde edenlerdendir. Ve insan, Allah tarafından Ahsen-i Takvim üzerine yaratılmıştır. Yani bütün varlıkların hatta meleklerin bile üzerinde bir yaratılış makamına sahiptir. C. Allah insanı, cinlerin eğlencesi, oyuncağı yapmaz. Bu mümkün değildir. İddia edildiği gibi cinlerin insanla birlikte aynı evde, aynı sofrada, aynı yatak da birlikte yaşamaları hiç mümkün değildir.

CİNLER İNSAN KILIĞINA GİREBİLİRLER Mİ?

Cinlerin başka kılıklara girdikleri doğrudur. Baykuş gibi, yılan gibi akrep, kedi köpek gibi hayvan 
kılığına girdikleri hatta pek çok ulemaca cinlerin insan kılığına da girdikleri söylenir. Ancak Kuran’ı Kerim’de bu konu ile ilgili çok açık bir işaret bulunmamaktadır. Ama insan kılığına girdiği doğru değildir. Belki bazı hayvanların kılığına girdiği doğru olabilir. İnsan kılığına giremezler. Çünkü cinler insanlardan üstün varlıklar değildir.

CİN ÇARPMASI VAR MI?

Dinimiz de cinlere inanılır. Cinlerin de bizim dünyamızda ancak insanların yaşadığı boyut dışında kalan mekânlarda yaşadığına inanılır. Cinlere hem Museviler inanır, hem de Hıristiyanlar inanır. Yine her iki dinde de cin çarpması inancı vardır.
C.Allah’ın Bakara Suresinin 275.Ayeti’nde, “Faiz yiyenler (kabirlerinden) şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar.” buyurduğunu ve bu sebeple de Kuran-ı Kerim’den cin çarpmasının mümkün olduğunu anlıyoruz. Demek ki Kuran’a göre cin çarpması olayı vardır. Ancak cin Allah’ın izni olmadan değil insanı çarpması, insana yaklaşamaz bile. Bu, mümkün değildir.  

CİN ÇARPMASINDAN KURTULUŞ VAR MI?

İslam ulemasının bildirdiğine göre, cinlere çarpılan kişinin kurtulma çaresi, şöyle tarif edilir.  Çarpılan kişi veya en yakını ya da namazında, ibadetinde olan bir kişi tarafından sabah namazı ve akşam namazı kılındıktan sonra, 7 gün üst üste, her defasında da yedi kere okunmak üzere, Eüzü Besmele çekilerek Elham (Fatiha Suresi), Nas ve Felak sureleri okunarak çarpılan kişinin üzerine üflenecektir. Bu yolla C. Allah’ın o durumdaki kişiye 7 gün içinde şifa vereceği bildirilir. 

CİN ÇAĞIRMASI OLABİLİR Mİ?

Dinimize göre cinlerden yararlanılması, onların bazı amaçlar için kullanılması mümkündür. Yani cinlerle temas kurmak mümkündür. Ancak bu iş için yetenek lazımdır. Bu işin usul ve erkânını bilmek lazımdır. İslam âlimlerine göre bu iş, ilim-irfan sahibi olmayı gerektirir. Her önüne gelenin, cinlerle temas kurması mümkün değildir. Bu konu en çok medyumluk gibi işlerle meşgul olanlar tarafından kullanılmakta ve istismar edilmektedir. Bunlar inandırıcı olmaktan uzaktırlar. Toplumda çok sık duyduğumuz bir laf var: Filanca hocanın veya filanca medyumun, filanca kadının cini varmış, cine her şeyini yaptırıyormuş, kayıpları bulduruyormuş gibi. Bunlara kesinlikle inanmamak gerekir.

CİNLER GAİPTEN HABER VEREBİLİRLER Mİ?

Cinlerle ile ilgili olarak iddia edilen bir konu da, cinlerin gaipten haber verdikleri iddiasıdır. Bu da doğru değildir. Kuran-ı Kerim’den öğrendiğimize göre, gaibi Allah’tan başka kimsenin bilmesi mümkün değildir. Bununla ilgili olarak Kuran’dan Seba Suresinin 14. Ayetini delil olarak gösterebiliriz. Cinlerin Hz. Süleyman’ın emrinde çalıştıkları, kaleler, heykeller, saraylar, ibadethaneler yaptıkları anlaşılmaktadır. Delil olarak göstereceğimiz Sebe Suresi 14. ayette ise, Allah, “Süleyman’ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun öldüğünü, ancak değneğini yiyen bir ağaç kurdu gösterdi. (sonunda yere) yıkılınca anlaşıldı ki cinler gaybı bilemezler. Bilselerdi, o küçük düşürücü, azap içinde kalmazlardı.” (Sebe-14)buyurmaktadır.
Eğer cinler gerçekten gaipten haber verebilselerdi, Hz. Süleyman’ın vefat etmesine rağmen bastona dayalı olarak uzun süre o şekilde cansız kaldığını anlamaları gerekirdi. Bunu bilemedikleri anlaşılmaktadır.
Onun için cinlerin gaipten haber vermesi diye bir şey söz konusu olamaz.

  Yılbaşında damsız alan mekanlar, barlar, gece kulüpleri hangileri?

İBRAHİMİ DİNLER

Yahudilik

Tevrat’ta, cinler, putperestlerin insanları kurban ettikleri yabancı tanrılar olarak görünür. Daha sonra Yahudi Midraş işleri cinlerin daha ayrıntılı bir görüntüsünü hazırladı. Ya iyi ya da kötü olabilirler, ye ve iç, doğurmak ve ölmek. Cinlere olan inanç, asla Yahudiliğin ayrılmaz bir parçası değildi. Musa ibn Meymun açıkça cinlerin varlığını reddetti.

Hristiyanlık inancında cinler

Hristiyanlık, genellikle cin ve şeytanları aynı varlık olarak görür. Onlar kötülüğün güçleridir, ilahîlere karşı isyan ederler. Fakat Enoch’un kitaplarına göre, cinler düşmüş meleklerin soyundan gelenler ve insanlardır, Nefilim denir. Tufan esnasında bedenleri olan Nefilimler öldüler, Cinler ise boğulmadılar, maddeleşmiş bedenlerini ruha çevirerek göğe döndüler ve Tanrı onları kabul etmeyerek alçaltılmış bir durumda (zihinsel karanlık durumu olan Tartaros) bırakıp yeryüzüne attı. Cinler inancında cinler kudretli varlıklardır, insanları aldatırlar ve bazı insanları aracı -medyum- olarak kullanırlar. Buna göre bu medyumun söyledikleri eğer bu cinler medyuma doğruyu söylüyorlarsa doğru olabilir. Zira Kitabı Mukaddes cinlerin İblis gibi yalan söylediklerini belirtir. Ayrıca insanlara zarar verebilirler, bu nedenle Kutsal Metin onlarla ilgili şeylerden, ruhçuluğun her türünden uzak durulması gerektiğini söyler. İblis şeytan ile aynı kişiliktir. Augustinus Enoch Kitabı’nı reddetti. Buna göre, cinler sadece düşmüş melekleri ve İblisın hizmetkarlarıdır.Yaratıldıklarında, Tanrı onlara katılmak ya da reddetmek için onlara bir seçenek verdi.

Hristiyanlıkta bir cin, hatta birçok cin bir kişinin içine girebilir. Bu cinler içine girdikleri kişinin içinden çıkarılabilirler; Hristiyanlık’ta cin çıkarma olgusu mevcuttur. Cinlerin faaliyetleri üç ana grupta özetlenebilir; insanlara cinsel yaklaşımları (seks), sahte tapınmayı desteklemeleri (dinsel) ve insanlara eziyet etmeleri (sadizm-şiddet). Kutsal Metin insanları falcılık, büyücülük, ruh çağırma, sihirbazlık, ölülerden medet umarak onlara yaklaşmak gibi cinlerle ilgili faaliyetlere karışmak konusunda uyarır. Cinlerin üstün yetenekleriyle insanların beyinlerini etkileme güçleri olduğuna inanılır. Cinlerin rüyaları kendi mesajlarını vermek amacıyla kullanabileceğine inanılır.

Yehova’nın Şahitleri Cinlerin, bize fiziksel olarak da zarar verebileceklerini fakat Yehova’ya inanıyorsak ve Cinlerden korunmak için dua edersek korunabileceğimizi anlatır. Ayrıca Cinler tarafından saldırıya uğrayan insanların geçmişte veya hâlen Ruhçuluk ile uğraşmış olabilecekleri anlatılır. Önceleri Ruhçuluk ile uğraşmış bazı insanlar, Cinler tarafından rahatsız edildikten sonra; Yehova’nın Şahidi olup ve ruhçulukla uğraşmayıp, onunla bağlantılı her şeyden (ruhçuluğu teşvik eden müzik kayıtları, kitaplar, dergiler, posterler ve videolar, tılsımlar, muskalar, nazarlıklar) kurtulduktan sonra bir daha hiç rahatsız edilmediklerinden bahsederler.

Cin-Şeytan Farkı

Cin ve şeytanlar; saf ateşten, yani, dumansız ateş alevinden ve havadan yaratılmış ruhani varlıklardır. Ama cinde hava, şeytanda ateş fazladır. Cinler de melekler gibi görünmeyen gizli varlıklar olup çeşitli suret ve şekle girmeye ve zor işler başarmaya muktedir, fakat cins ve mahiyet bakımından meleklerden ayrı yaratıklardır.

Cinler arasında da insanlar gibi evlenme vardır. Onlar da Allah’a iman ve ibadetle mükelleftirler. Bazıları isyankar olup kafir, bazıları da itaatli mümindirler. Ancak şeytanların hepsi isyankar ve kâfirdirler. Sırf şer işleyen, insanları yoldan çıkarmakla meşgul olan varlıklardır.

Şeytanların mü’mini ve itaatlisi yoktur. Cinler, Allah’ın izni ve hükmü olmadan hiç kimseye ne iyilik ne de kötülük yapabilirler. Cinler gaybı bilmez, Allah’ın peygamberlerine bildirdiği İlahi vahye muttali olamazlar.

Cinler, insanın doğrudan beynine, aklına, düşünce sistemine nüfuz edebilir, o bölgeleri tesir altına alabilir. (Korku, endişe, ürperti, hayal kurma gibi olaylarda olduğu gibi)

Şeytanlar ise farklıdır, o yaratılış gereği kalbe ve inanç merkezine nüfuz eder. Kalbin yanında bulunan lümme-i şeytaniye denilen yerde, devamlı surette insana vesvese verir, onu ifsad etmeye çalışır.

Şeytan, en büyük düşman olduğu halde, gerektiğinde cinleri, gerektiğinde habis ruhları, gerektiğinde ise insî şeytanları kullanarak, kötülüklerini bunlar vasıtasıyla sergileyerek varlığını insanlara unutturmaya çalışır. Bu gaflet hâlinden kurtulmak için, insanın inancı kuvvetli, düşünce ufku berrak, temiz kalbli, hizmet şuurundaki insanlarla münasebetinin çok olması, hakikat derslerinin yapıldığı sohbetlere sık sık gitmesi ve dünyayı bir misafirhane olarak görmesi gerekir.

Cinler insandan evvel yeryüzünün idare ve tedbirini görmekle vazifelendirilmişlerdir; ancak yeryüzünde çok kötülük yaptıkları, fesad çıkardıkları için, sonunda bu görevden azledilmişlerdir. Yerlerine, insanoğlu tayin edilmiş, yeryüzünün sahipliği makamına getirilmiştir.

Kur’an’a göre İslam peygamberi Muhammed bin Abdullah, insanlara olduğu gibi cinlere de elçi olarak gönderilmiş, tebliğ vazifesini cinler arasında da yerine getirmiştir. Kur’an’da Cin Suresi’nde bu husus, açık bir şekilde beyan edilmiştir.

Dünyada cinler var mıdır, Cin diye varlık var mıdır, cinler var mıdır, cin şeytan farkı, cin çarpması var mıdır, cin çarpması nedir, cinler görülmeyen varlıklardır

Ax Medya
sağlık sitesi takipçi satın al |-| nakliyat |-| instagram beğeni hilesi |-| arastir.net |-| vds satın al |-| wordpress cache |-| ofis taşımacılığı |-| APK indir |-| tv8 canlı izle |-| aydın haber |-| Tiktok Takipçi Hilesi |-| instagram izlenme satın al |-| antalya haber |-| ipek fal bilim merkezi
evden eve nakliyat |-| istanbul eşya depolama |-| kartal evden eve nakliyat |-| Ev Eşyaları Depolama |-| istanbul evden eve nakliyat |-| IGBT tabanlı kompanzasyon |-| şehirlerarası evden eve nakliyat