Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, son Bilim Şurası Toplantısı sonrasında 50 milyon doz alım için mukavele imzalanan aşının kısa müddet içerisinde gelmesinin planlandığını açıkladı. Bakan Koca, ayrıyeten aşı geldiği vakit 2 haftalık bir test sürecinden geçeceğini ve onay alması halinde aşılamanın başlayacağını söz etti. Bakan Koca’nın Çin’den sipariş edildiğini söylediği Sinovac firması tarafından geliştirilen inaktif Covid-19 aşısının Türkiye’deki Faz-3 çalışmalarına istekli olarak katılan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Tıbbi Onkoloji ve Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Taner Demirer süreci anlattı. Prof. Dr. Demirer, istekli olduğu çalışma kapsamında vurulduğu Covid-19 aşısının kendisinde antikor oluşturduğunu fakat tekrar de önlemi hiçbir halde elden bırakmadığını söyledi. Prof. Dr. Demirer, ayrıyeten aşı konusunda spekülasyon yapanlara kulak asılmaması gerektiğini ve pandemi zincirinin kırılması için aşının mutlak bir umut olduğunu kaydetti.
“KENDİ ANTİKORUMA BAKTIRDIM, EPEY YÜKSEK ÇIKTI”
17 Kasım’da yapılan PCR ve antikor testlerinin negatif çıkmasının akabinde 18 Kasım günü birinci doz aşının uygulandığını belirten Prof. Dr. Taner Demirer, “Ben istekli olarak katıldım. İki aşı aldım. Alışılmış plasebo mu alıyorsunuz yoksa gerçek aşı mı alıyorsunuz bunu bilmek mümkün değil. Lakin ben bir doktor olarak yan tesirleri gördüğüm için 2 gün halsizlik, aşı yerinde ağrı, sonra üşüme 3-4 gün devam etti düşük dereceli ateş ile birlikte. Düşündüm ki ben aşı koluna düşmüş olabilirim. Sonra da ben antikor testimi yaptırdım. Zira Sinovac çalışmasında antikor bakılmıyor. Bakılmadığı için de bir bilim insanı olarak 21’inci günde gittim kendi antikoruma baktırdım, epeyce yüksek çıktı” diye konuştu.
“YAVAŞ YAVAŞ, BU TÜRLÜ FOKUR FOKUR KAYNAYAN BİR AŞI TERSLİĞİ BAŞLADI”
Covid-19 pandemisi üzere bulaş oranı yüksek ve dünya genelinde yaygın olan bir salgın durumunda aşının çok değerli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Demirer, “Özellikle son 2 haftadır ben bir şey gözlemliyorum Türkiye’de. Yavaş yavaş, bu türlü fokur fokur kaynayan bir aşı aksiliği başladı. İşte bu aşılar kısırlık yapar, beyinde alüminyum birikecek, otizm yapacak, Parkinson olacaksınız, yok efendim mRNA odlarınız işaretlenecek, Bill Gates size çip takacak, havaalanında radyolojik aletten geçerken bilineceksiniz üzere temelsiz, safsata olan argümanlar tekrar hortlamaya başladı” tabirlerini kullandı.
“ANTİKOR SONUCUMU BİLHASSA PAYLAŞTIM TOPLUMSAL MEDYADA, İNSANLARA MOTİVASYON OLSUN DİYE”
Aşı karşılarına yönelik olarak vatandaşların daha çok bilinçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Demirer, “Özellikle ben antikor baktırmadan evvel o gün aşı ile ilgili bir anket gördüm. Halkın yüzde 50’si yaptırırım, yüzde 30’u yaptırmam, geri kalan yüzde 50’si kararsızım diyor. Bakın bu âlâ bir sayı değil. Yani aylardır aşı konuşuluyor, ancak bizim tahminen basında, medyada konuşan hoca arkadaşlarımızın, öğretim üyesi arkadaşlarımızın, Bilim Heyeti üyelerinin tahminen de burada bir eksiği motivasyon. Bizim şu anda halkı motive etmemiz gerekiyor. Aşıya özendirmemiz gerekiyor. Bu türlü bir pandemi, 2 milyona yakın insanın öldüğü, milyonlarca insanın hasta olduğu büyük bir pandemi bu. Çok şiddetli yayılan, bulaş oranı yüksek bir virüs. O halde bu türlü bir pandemide herkesin aşılanması lazım. İnsanların yalnızca yüzde 50’sini aşılarsanız pandemiyi durduramazsınız. O nedenle ben antikor sonucumu bilhassa paylaştım toplumsal medyada, insanlara motivasyon olsun diye” açıklamasında bulundu.
“ÖLÜ AŞILAR BİZİM ESKİ YORDAMLA BİLDİĞİMİZ AŞILARDAN”
Çin aşısının inaktive bir virüs aşısı olduğunu ve bu nedenle sağlam olabileceğini düşündüğünü belirten Demirer, “Çin aşısı için Faz-3 daha açıklanmadı ancak inançlı diyorum. Niçin, meyyit aşı zira inaktive aşı. Meyyit aşılar bizim eski adapla bildiğimiz aşılardan. Bunlar en az ziyanlı olması, en inançlı olması beklenilen aşılar meyyit aşılardır. Lakin bunlar da natürel ki bağışıklık oluşturuyor. Bir aşının yüzde 60’ın üzerinde bağışıklık sağlaması bekleniyor ki onaylansın. Çin aşısının da ben yüzde 70’in üzerinde bir esirgeyici tesir oluşturacağına inanıyorum. Daha fazla da olabilir bu, göreceğiz zaten” biçiminde konuştu.
“BÖYLE BİR PANDEMİDE BİR FORMDA MECBURİLİK OLMALI”
Bu usul pandemilerde herkesin aşılanmasının çok kıymetli olduğunu vurgulayan Demirer, “Bütün dünyanın aşılanması değerli. Bu küresel bir sorun ve hasebiyle tahlili de küresel olacak. Kuzey Amerika’yı aşıladınız, Avrupa’yı, Türkiye’yi, Japonya’yı, Çin’i aşıladınız lakin öbürleri aşılanmazsa pandemi durmaz. Yoksul ülkeler, Afrika göz arkası edilirse o vakit pandemi durmaz. O vakit varlıklı ülkelerin de adaletli ve eşitlikçi bir yaklaşımla aşıyı bütün dünyaya ulaştırmak ve mümkünse insanların yüzde 90 üzerinde aşılanması gerekir. Dünya Sıhhat Örgütü (DSÖ) bunu mecburî kılamayız dedi, bence bu yanlışsız bir yaklaşım değil. Bu türlü bir pandemide bir biçimde mecburilik olmalı. Yani herkesi aşılayabilesiniz ki hani pandemiyi durdurabilelim. Benim görüşüm bu. Bilhassa aşı zıtlarına kimsenin kulak vermemesini ve bu tezlerin safsata olduğunu bilhassa vurgulamak istiyorum” dedi.
“FAZ-3 BİR ÇALIŞMADA KİŞİ KENDİSİ İLE İLGİLİ BİR DATAYI YAHUT BİR YAN ETKİYİ AÇIKLAYABİLİR”
Faz-3 çalışması tamamlanmadan antikor sonucunu toplumsal medyada paylaştığı için gelen yansılara yanıt veren Demirer, “Bana diyorlar ki ‘Niye açıklıyorsunuz, saklılığı bozuyorsunuz.’ Ben kapalılığı bozmuyorum. Bu Faz-3 çalışmadır. En çok Faz-3 çalışmalarını yapan bilim insanlarından biriyim. Faz çalışmalarını çok âlâ bilirim. Faz-3 bir çalışmada kişi kendisi ile ilgili bir datayı yahut bir yan etkiyi açıklayabilir. Lakin aşıyı yöneten, çalışmayı yürütenler, gönüllüler ile ilgili açıklama yapamazlar. O yasaktır, ta ki sonuç kırılana ve ilan edilene kadar. Münasebetiyle burada çalışmada antikor bakılmadığına nazaran ben kendi antikorumu bakıp antikorumu söylüyorum burada. Yani aşı ile ilgili genel bir söz kullanmıyorum, şu kadar tesirli demiyorum yahut bir doküman ifşa etmiyorum. Yani kendimle ilgili bir bilgi. Niye yapıyorum bunu? Ülkemizdeki insanları aşıya özendirmek, motive etmek için” tabirlerini kullandı.
“AŞILAMA HAYLİ ORANLAR VE BİLDİRİLEN OLAYLARIN AZALDIĞINI GÖRECEĞİZ BİZ DE”
Grip aşısında olduğu üzere Covid-19 aşılarında da tekrar bu enfeksiyon ve virüsün alınabileceğini lakin bedenin virüsü tanıdığı için daha güçlü cevap verebileceğini belirten Demirer, “Ne olacak? Tahminen hafif geçireceksiniz, tahminen bulaş oranınız, bulaştırıcılığınız düşecek. Ancak hani vefatlar olmayacak, hafif geçirilecek. O nedenle tekrar de 2021 devrinde bence bütün insanlığın tekrar maske, ara ve hijyen kurallarına yeniden dikkat etmesi gerekir diye düşünüyorum. 2021’in sonuna kadar dikkat etmemiz gerekir diye düşünüyorum. Esasen zaten görülecek. Aşılama epeyce oranlar ve bildirilen hadiselerin azaldığını göreceğiz biz de” dedi.